Tam demokrasiye alışıyorduk ki üstümüze “Silahlı Kuvvetler” geldi
22.08.2018, Çarşamba
Telgraftan internete, telli telefondan cep telefonuna, dedikodudan sosyal medyaya, otobüsten uçağa hiç yadırgamadan geçmiş bir toplumun fertleriyiz. Ama Parlamenter Sistemden Başkanlık Sistemi'ne geçtiğimizi hâlâ anlamayanlar oldukça fazla...
Alışmaya başlamıştık
1946'da çoğulcudemokrasiye girerken,galiba toplumdeğişime alışsın diyeyumuşak geçiş yapılmıştı. Yani "Açıkoy-Kapalı tasnif"sistemi ile kiminkimi seçtiği tamanlaşılamamıştı. 1950'nin 14 Mayıs seçimleri ile çoğulcu demokrasiye ilk adımı attık ve sonraki 1954 ve 1957 seçimleri, sanki yüzlerce yıldan beri bu topraklarda hep serbest seçim yapılıyormuş gibi yapıldı.
Tam alışıyorduk
Hani köylüye "Hiç âşık oldun mu"diye sorulduğunda "Tam âşık oluyordum,üstümüze jandarma geldi" diyecevap vermiş ya... Biz de tam demokrasiyealışıyorduk ki 27 Mayıs 1960'ta üstümüzeSilahlı Kuvvetler geldi.
Silahlı Kuvvetler
O 27 Mayıs günlerini hiç unutmuyorum... O zamana kadar "SilahlıKuvvetler" diye bir kavram yoktu, doğrudan"Ordu" denilirdi. 27 Mayıs sabahıdarbeyi radyodan açıklayan rahmetiAlparslan Türkeş "Kardeş kavgasınıönlemek için Silahlı Kuvvetler idareyeel koydu" şeklinde bir duyuru yapmıştı. O sabah radyoyu açıp bu duyuruyu dinleyen sanatçı Necmi Rıza Ahıskan'ın ağabeyi "Silahlı Kuvvetler idareye elkoydu" cümlesini duyunca, radyoevini eli silahlı haydutların bastığını sanmış ve korkudan tam üç gün kekelemişti. Daha sonra Turan Güneş o günleri konuşurken "Eli silahlı kuvvetler" diyerek 27 Mayıs'a açıklık getirirdi.
Atatürk büstü
Aslında Necmi Rıza ailesinin o 1950-60 arasında yaşadıkları hep böyle insanıgüldürürdü... Mesela 1555 yılının6-7 Eylül gecesi azgın kalabalıklarBeyoğlu'nda azınlıklara ait mağazalarınvitrinlerini kırıp, içerideki malları yağmalıyorlardı. O gece mağaza sahipleri vitrinlerine Atatürk'ün büstlerini koyup, yağmacılardan kurtulma yolunu bulmuşlardı...
Beethoven büstü
Necmi Rıza'nın da Beyoğlu'nda birkumaşçı mağazası vardı. O gece kargaşabaşlayınca Necmi Rıza'nın ağabeyide hemen mağazanın vitrinine bir büstkoymuş ve mağaza bu sayede yağmadankurtulmuş. Ertesi sabah gün ağarıncane görsünler? O karanlıkta ve telaş içindemağazanın vitrinine meğer Atatürk'ündeğil Beethoven'in bir büstünü koymuşlar. Necmi Rıza "6-7 Eylül gecesi herkesiAtatürk, beni de Beethoven kurtardı"der ve kahkahayı patlatırdı.
Bir Kurban Bayramı'nı üstelik Başkanlık Sistemi'nde yaşarken satılmayı bekleyen kurbanlıkları değil, "Annemizkokteyle gitti" diyerek hüngür hüngür ağlayan karides yavrularını düşünerek yazımı noktalıyorum.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.