- 23.01.2025, Perşembe
Vicdanları sızlatan bir yangın ve acı gerçeğimiz
İyi de Türkiye'nin en modern turizm merkezinde böyle bir dehşet nasıl olur?
Olur, çünkü denetim yok. Bölge, Turizm Bakanlığı'na bağlı olduğu için bakanlık mı yetkili yoksa itfaiye kurumu nedeniyle Bolu Belediyesi mi yetkili tartışması bile işin ciddiye alınmadığını gösteriyor. Hâlâ acı üzerinden siyaset yapılıyor.
Yangın meselesiyle ilgili sorumlunun o şehrin itfaiyesinde olduğu gerçeği o kadar açık ki, buna rağmen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan hiçbir şey olmamış gibi sorumluluğu üzerinden atabiliyor.
Gerçekte sadece Bolu Belediyesi değil, bakanlık da sorumlu. Düşünsenize, Türkiye'nin en gözde turizm merkezinde çok sayıda otel var ve o bölgede hizmet verecek bir itfaiye ekibi yok. En yakın mesafe en iyimser tahminle 45 dakika. Bu süre bile bir yangının devasa boyutlara ulaşmasına yeter de artar.
Daha vahimi, otelin çevresinin müdahaleyi zorlaştıran bir durumda olması. Eğer gerçek anlamda bir denetim olsa ve orada bir yangın kurgusu veya tatbikatı yapılsa bu zafiyet görülür ve önlem alınırdı.
Bu yüzden denetim sadece bir kurumun insafına bırakılmayacak kadar önemli. Şu gerçeği biliyoruz; gözünü kâr bürümüş yatırımcı açgözlü olabilir, kuralları yerine getirmekten kaçınabilir. Ama devlet ve kurumları tam da bunun için var.
Dünyadaki yangınlara baktım, tarihin her döneminde büyük yangınlar yaşanmış. Şehirler, çarşılar, oteller, tiyatro salonları da yanmış ve o büyük yangınlarda sayısı 500'lere ulaşan kayıplar da olmuş. Ama gelişmiş ülkelerde özellikle 1950'den sonra bu tür otel ve kapalı salon yangınlarında büyük azalma var. Bunun en önemli nedeni, denetimin artması ve kurallara uygun yapıların inşa edilmesi.
Son 20-30 yılda bu tür büyük yangınlar, daha çok başta Çin ve Hindistan olmak üzere Doğu ülkelerinde yaşanmış. Farkın nedeni çok açık; denetim ve kurallara uyum... En son Los Angeles'taki büyük yangında 28 kişi yaşamını yitirirken bizde ise sadece bir otelde kaybettiğimiz can sayısı 79...
Hâlâ depremi umursamadığımızı da hatırlatalım.
İstanbul'da 600 bin riskli konut ortadayken hiçbir şey yapılmıyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu her yıl ilan ettiği "deprem seferberliği" için uğraşmak yerine tam tersi siyasi tartışmalarla meşgul ve "o makam" için uğraşıyor.
Sahi Allah korusun, yarın İstanbul depremi olsa "Sorumlu kim?" diye tartışmanın bir anlamı olacak mı?
Bu olanlar kader değil, insanı ihmal etmek ve umursamamaktır. Artık insandan kaynaklanan ihmallere izin vermemeliyiz. Felaketlerin acısı geçse de izi kalır. O izlerin çoğalmaması için vatandaş olarak üzerimize düşeni yapmalı, devlet ve kurumlarını da zorlamalıyız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Özel, 8 puan kaybettiğinin farkında mı? (08.03.2025)
- CHP ve İmamoğlu terörü bitirmek için ne yaptı? (07.03.2025)
- Bahçeli yine şaşırttı (06.03.2025)
- Trump-Avrupa kavgasının arka planı (04.03.2025)
- Kandil bahane mi arıyor? (02.03.2025)
- Türkiye’nin yeni paradigması (01.03.2025)
- Öcalan’ın ‘terörsüz Türkiye’ çağrısı (28.02.2025)
- ‘Terörsüz Türkiye’ ve ‘hayırlı cuma’ (27.02.2025)
- Diploma sahtekârlığını kim yaptı? (25.02.2025)
- 24 yıl sonra aynı heyecan (24.02.2025)