Özgür Özel’in ‘liderlik’ sınavı
Peki 18 yıldır neden olmamıştı? Eğer ülkenin siyasi geleceğini gerçekten dert edinen biri varsa önce bu sorunun cevabını samimi bir şekilde vermeli...
AK Parti lideri Başkan Erdoğan'ın 22 yıllık iktidar döneminde ekonomiden hukuka, dış politikadan sağlığa bütün politikalarına itiraz edebilir, hatta zehir zemberek eleştirebilirsiniz ama onun için "Siyasi diyaloğa kapalıydı" diyemezsiniz. Bugün CHP'nin dilinden düşürmediği "Türkiye İttifakı" kavramını bile yıllar önce seslendirmiş ama karşılık bulamamıştı.
Bunun nedeni Başkan Erdoğan'ın CHP Genel Başkanı rahmetli Deniz Baykal'la 2006'da yaptığı son görüşmeden sonra olanlarda saklı... Şu tabloya bir bakın... 28 Nisan e-muhtırasından 367 garabetine, başörtüsü yasağından AK Parti'nin kapatılma girişimine, 7 Şubat 2012 MİT Operasyonu'ndan 15 Temmuz darbe girişimine kadar onlarca tuzak kuruldu, saldırı gerçekleşti.
Bunlara ABD ve AB'nin terör örgütlerine açık desteğini, medya operasyonlarını ve ekonomik saldırılarını da ekleyin. Eski Türkiye'deki hiçbir iktidar buna dayanamazdı.
İç ve dış vesayet odaklarınca yapılan bütün bu saldırılar karşısında girdiği her seçimi kazanan AK Parti'ye ne yazık ki siyasi rakibi CHP, "siyaseti" önceleyen bir destek vermedi, tam tersi bu kirli saldırılardan medet umdu, diyaloğu kesti ve "düşmanlaştırma" siyaseti izledi.
Geriye dönün bakın, bu yüzden ne sivil bir anayasa yapılabildi ne de şiddeti devreden çıkartan çözüm süreçleri tam olarak hedefine ulaştı. Üstelik bu tablo sivil siyasete zarar verdiği gibi kendisinin de işine yaramadı. İktidarın her yaptığına karşı çıktığı ve alternatif de üretemediği için sürekli seçim kaybetti. Daha garibi bunu bile "başarı" saydı.
Bu anormal siyasi tabloyu nihayet 14 ve 28 Mayıs 2023'te yine "millet" değiştirdi. Büyük beklentiler ve siyaset mühendisliğiyle oluşturulan "Altılı Masa" siyaseti çöktü ve partileri dağıldı. Birçok partide yönetim değişti. Millet bu sürecin devamında da uyarıyı bırakmadı. 31 Mart seçimlerinde CHP'yi birinci yaparak "bonus" verirken, AK Parti'yi de "sarı kartla" uyardı. İki büyük partiye de tarihi mesajdı bu.
O mesajı önce Başkan Erdoğan, sonra da CHP'nin çiçeği burnunda genel başkanı Özgür Özel doğru okudu ve bugün alkışlanan adımlar atıldı.
Önceki gün toplumun olağanüstü ilgiyle karşıladığı CHP Genel Merkezi'ndeki buluşma, işte bu doğru okumanın bir sonucu. Bu buluşmaya büyük misyonlar yüklemek de doğru değil. Bu siyasette olması gereken bir diyalog süreci. Oysa birileri bilinçli bir biçimde bu diyalog sürecini, "Şu şu mahkûmları serbest bırakın" uç noktasına taşıyarak eski anormal düzene dönülsün istiyor. Bu CHP'ye kurulmuş bir tuzak.
Bunu eski CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu saklamıyor bile... Bu da çok net biçimde son 18 yılda siyasette diyaloğu kimin istemediğini ortaya koyuyor. Bütün bu nedenlerle esas değişmesi gereken CHP. Bu yüzden Özel ciddi bir "liderlik" sınavıyla karşı karşıya...
Bakalım Özel, CHP'yi normal siyaset yapan bir partiye dönüştürebilecek mi? Küresel kuşatma ve terör karşısında mevcut iktidarla ortak bir tavır alabilecek mi? Bunu da partisine, medyasına, aydınlarına ve tabii ki seçmenine kabul ettirebilecek mi? Yoksa pusuda bekleyenlerin tuzağına düşüp eski CHP'ye mi dönecek?
İlk ipucu, sivil siyaset ve CHP adına umut verici. Sözün sahibi de CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan: "Ülkenin felaketi üzerinden siyaset yapılmaz..."
CHP'de değişimin olup olmayacağını esas bundan sonra göreceğiz...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)
- Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı (14.11.2024)
- Trump’ın öngörülemezliği ve Ortadoğu (12.11.2024)
- CHP’nin ‘yeni İSKİ’cileri (10.11.2024)
- CHP’de ipler kopmak üzere (09.11.2024)
- Bahçeli farkı ve şaşkın siyasetçiler (08.11.2024)