İyi Parti’de Akşener gidici mi kalıcı mı?
Zor çünkü geride parlak bir genel başkanlık performansı yok. Hatta hüzünlü olacak, "Başbakan olacağım" diye çıktığı büyük yolculuğu, küçük oylar yüzünden "patika" yollarda sürdürecek noktaya geldi.
Yapacağı fazla bir şey de yok. "Milliyetçi merkez" diye kurduğu partiyi "CHP'nin payandası" yapmanın bedeli bu. Ama yine de eli zayıf değil. Yakın geçmişimizde daha fazla oy alıp istifa edenler olsa da o etmeyecek gibi görünüyor. Dahası mevcut sistem nedeniyle yüzde 1'lik parti başkanlarına "bilge kral" muamelesi çekilirken, yüzde 4'ü elinde tutan Akşener, herhalde siyasetin "kraliçesi" olur. Üstelik partisinin Meclis'te 38 milletvekili de var.
Seçim döneminde verdiği, "Faturayı ben öderim" veya "Yeterli oy alamazsak evime dönerim" gibi sözleri de çabuk unutulur.
Tek sorunu herhalde parti içinde başlayan isyanlar. İsyan diyorum ama ortada siyasi söylemi güçlü bir isyan da yok. Partinin en baba aktörleri arasında sayılan hatta "veliaht" denilen Buğra Kavuncu'nun İstanbul'daki hali pürmelalini gördünüz, herkesi şaşkına çevirdi. Kendi hanesine bile çalışmadı. Balıkesir'de Turhan Çömez'in düştüğü durum da farklı değil.
Etkisiz aktörlerin fazla olduğu partide "Akşener gitsin" diyenler de var, "Giderse parti biter" diye yalvaranlar da... Bu arada Bilge Yılmaz gibi istifa edip genel başkanlığa aday olacağı söylenenler de var. Son birkaç yılda İyi Parti içinde yer alıp da siyasi aktöre dönüşmeyen, farklı siyaset sinyali vermeyenlerin etkili olacağını hiç sanmıyorum. Ankara kulislerinde olası genel başkan adayları arasında her zaman olduğu gibi Koray Aydın ve Müsavat Dervişoğlu isimleri de geçiyor. Ama bu ikilinin Akşener'siz yapamayacakları konuşuluyor.
İyi Parti'deki bu fotoğraf 27 Nisan'da yapılacak kongrede Akşener'in tekrar aday olacağının işareti. Zayıf bir ihtimal olarak da yerine Kürşad Zorlu'nun geleceğinden söz ediliyor. Ama genel kanaat Akşener'in devam edeceği, "İlk kez parti olduk" diyerek "hür ve müstakil" çizgiyi sürdüreceği yönünde. Bu konuda bir hayli kararlı olduğu da görülüyor.
Bu kararlılığın güçlü bir siyasi nedeni daha var. Seçim sürecinde bunun ipuçlarını verdi. Akşener her gittiği yerde özellikle Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı sert şekilde eleştirdi.
Seçim sonrası da canını acıtan bu ikiliyi eleştirmekten vazgeçmedi. En son İyi Parti'nin kazandığı tek il Nevşehir'de yaptığı konuşma sosyal medyada çok konuşuldu. Şu sözler yaranın çok derin olduğunu anlatıyor:
"Hepimiz dürüstlük nutukları atıp, dürüst olduğuna kefalet koyup, seçilmesine vesile olduğumuz kişilerin daha sonra kocaman birer hırsız olduğunu anladığımızda, çektiğimiz acıları anlatmam mümkün değil."
Gerçekten yenilir yutulur laflar değil bunlar. Dürüst olduğuna kefil olduğu birine açık açık "hırsız" diyor.
Özellikle kastedilen "Ben üstüme alınmam" dese de fark etmiyor, bu kavga sürecek görünüyor ve Akşener sadece bunun için bile siyaseti de partiyi de bırakmayacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)
- Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı (14.11.2024)
- Trump’ın öngörülemezliği ve Ortadoğu (12.11.2024)
- CHP’nin ‘yeni İSKİ’cileri (10.11.2024)
- CHP’de ipler kopmak üzere (09.11.2024)
- Bahçeli farkı ve şaşkın siyasetçiler (08.11.2024)