AB’yi şoke eden uyarı
Hiç de öyle olmadı. Batı, kurduğu ve zenginliğini borçlu olduğu küresel sömürü düzeninin değişmemesi için bırakın değerlerini sahiplenmek isteyenlere destek vermeyi, kendi ürettiği değerleri ayaklar altına alan, bombalayan bir noktaya geldi.
ABD işgallerinin hepsine onay verdi. Her türle teröre kucak açtı, açık destek verdi.
Irkçılık ve İslam düşmanlığının önünü açtı. Şimdi de büyük oranda İsrail'in Filistin'deki vahşetine destek veriyor. Binlerce bebek, çocuk öldürüldüğü halde hiç oralı değiller. Ama hala demokrasiden, insan haklarından söz edebiliyorlar.
Birinin bu iki yüzlülüğe bir son vermesi gerekirdi. AB'nin de böyle bir uyarıya ihtiyacı vardı. Onu da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı. Başkan Erdoğan, o gece dünyanın vicdanı olarak Batı'ya seslendi. Hem de Berlin'de Almanya Şansölyesi ve aynı zamanda dünyanın en eski ve en etkili partilerinden Alman Sosyal Demokrat Parti Başkanı Olof Scholz'un yüzüne karşı.
"Bir borçluluk psikolojisi içinde İsrail Filistin savaşını değerlendirmemek gerekir. Bakın ben rahat konuşuyorum. Çünkü bizim borcumuz yok. Ama borçlu olanlar rahat konuşamıyorlar. Biz Holokost cenderesinden geçmedik."
Bu uyarı AB ülkelerini kendine getirir mi bilemem ama tarihi bu sahneyi yazacak ve çok tartışılacak. Batı'nın sağcı veya faşist partilerinin İsrail işgaline destek vermesi hiç şaşırtıcı değil ama sosyal demokrat Scholz'un sivillerin katledilmesinden söz ederken bile İsrail diyememesi utanç vericiydi.
Tabi bu noktada, sokaklara inen, her zeminde tepkisini gösteren Avrupa halklarının ve Avrupa'nın vicdanı olan sol partilerin, aktivist siyasi aktörlerin ve bazı aydınların da hakkın teslim etmek gerekiyor.
Özellikle de sol partilerin... Avrupa'daki sağ partiler, sosyal demokratlar koşa koşa eli kanlı Netanyahu'ya destek için koşarken, sol partiler vicdanlı halkla birlikte sokaklarda ve Filistin halkının yanındaydı. Bu protestoyu ciddi bir kalabalıkla komşumuz Yunanistan'ın solcuları da katıldı. İki günlüğüne geldiğim Selanik sokaklarda da duvarlara yazılan "Özgür Filistin" sloganları dikkat çekiyordu. Ama Atina'da daha büyük tepkiler vardı. Yunan medyasında ise tepki gösterenler yine solculardı. Solcu Avgi gazetesi özellikle Başbakan Mitçotakis'in Netenyahu'ya destek vermesini aşağılıyor ve "Apertheid" suçlamasında buluyordu.
Avgi başyazısı Mitçotakis'in Netenyahu'ya söylediği; "Desteğimiz sizinle..." sözüne tepkiyle başlıyordu:
"Miçotakis, Netanyahu'ya sevgili Bibi'sine bunları söyledi. Bu, İsrail'in bugünlerde işlediği, BM ve büyük insani örgütleri ayağa kaldıran savaş suçlarını ihtiyatsız bir şekilde örten ve onu savunan bir açıklamadır. Aynı zamanda derinlemesine riyakar bir açıklamadır. İlk olarak, Gazze'nin İsrail tarafından yerle bir edilmesi, 5 bin çocuğun cinayeti ne meşru müdafaa hakkı olarak ne de herhangi bir uluslararası hukuk kaynaklı olarak değerlendirilebilir. Dahası Filistinliler aleyhindeki yerleşimlerle ve Apartheid ile gezintiye çıkmıştır. Olsun. Sevgili Bibi'nin gönlünü birkaç savaş suçu için kırmayalım. Bir etnik temizlik için dostluklar bozulmaz..."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Netanyahu savaş suçlusu, sıra İsrail’de (23.11.2024)
- Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı (22.11.2024)
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)
- Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı (14.11.2024)
- Trump’ın öngörülemezliği ve Ortadoğu (12.11.2024)
- CHP’nin ‘yeni İSKİ’cileri (10.11.2024)