CHP, yine klasik ikili yarışa sahne olan bir kongreye gidiyor. Ancak ortada kitleleri motive edecek güçlü bir siyaset yarışı olmadığı gibi, "değişim" çağrısının da içi doldurulmuş değil. Bu yüzden kurultay mücadelesi esas olarak "koltuk" üzerinden yürüyecek.
Bu açıdan belki de ilk kez CHP tarihinde bir "parti içivekâlet savaşı" yaşanıyor.
Vekâlet savaşı diyorum; çünkü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kabullenmese de partide "değişim rüzgârı" estiren esas siyasi aktör sütre gerisinde duran Ekremİmamoğlu'dur. Bu gerçek uzun zamandır parti içinde devam eden "Kemalci-Ekremci" kavgasından da biliniyor. ÖzgürÖzel sadece bir geçiş süreci aktörü ve o da bunun farkında. Aslında Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu mücadelesi İstanbul seçimlerinin hemen sonrasında başladı.
Dönüm noktası ise İstanbul İl Kongresi oldu. Bu kongre iki siyasi aktörün açık açık karşı karşıya geldikleri ilk kongre savaşıydı. Birinci savaşı İmamoğlu kazandı.
Bu savaşın kazanılmasında kilit rolü de "CHP'ninRasputin"i olarak nitelenen Erdoğan Toprak oynadı. Toprak ve ona destek veren iki belediye başkanı, "Biz İstanbul'da değişimin,Ankara'da da GenelBaşkan'ın yanındayız" stratejisiyle bir kampanya yürüttüler ve İmamoğlu'nun İstanbul'u kazanmasının önünü açtılar.
Kulislerde Toprak ve arkadaşlarının en az 60 delegeyi Kılıçdaroğlu'na yönlendirecekleri söyleniyordu. Bu da Ankara, İzmir ve Anadolu'nun birçok kentindeki delegelerde etkili olduğu söylenen Kılıçdaroğlu için önemli bir destekti. Ancak o hesap Ankara'ya giderken bozuldu.
Hesabı ilk bozan da Toprak'a yakınlığıyla bilinen Beşiktaş Belediye Başkanı RızaAkpolat oldu. Akpolat'ın, Özel'i destekleyeceği kulislere hızla yayıldı.
Sonra da İstanbul delegesinin Özel' i destekleyeceğini bizzat İl Başkanı Çelik açıkladı: "İstanbul'da 196 seçilmişkurultay delegesinin 185'i,genel başkan adayı olarakSayın Özgür Özel'e imza vermiştir."
İstanbul'dan sadece 11 kişininKılıçdaroğlu'na destek verecekolması Toprak stratejisinin tutmadığınıve hayal kırıklığı yarattığınıgösteriyor. Bu bilinçli bir stratejimiydi belli değil ama bunun üzerineİmamoğlu'nun kurultaydadivan başkanı yapılması daha daşaşırtıcı oldu. Hatta "Tuz biberoldu" diyenler bile var. ÇünküCHP'de veya herhangi bir partidedivan başkanlığı, delegeyekazanma umudu vermek açısındanönemli bir mevkiydi.
Gerçi öneriyi getiren CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, amacının parti bütünlüğünü korumak ve gerilim yaşanmasının önüne geçmek olduğunu söyledi ama bu hamle CHP kulislerine negatif yansıdı ve eleştirildi. Bu yüzden, "Kurultayabir sıfır yenik başlayacağız"diyenlerin sayısı bir hayli fazla. Buna Kılıçdaroğlu'na yönelik tabanda yükselen "yeter" tepkisini de eklemek gerekiyor. Bu da mevcut yönetimin işinin hiç kolay olmadığı anlamına geliyor.
Ancak karşı taraf da çok güçlü değil ve zayıf noktaları var. Bu yüzden delegeler salondaki havaya bakacak.
Onlara göre, rüzgâr değişimcilerden yana esiyor görünse de Özel o değişimin esas aktörü değil. Yeni bir siyasi aks ortaya koyamadığı gibi partiye yenilgi üzerine yenilgi yaşatan Kılıçdaroğlu siyasetinin de bir parçası. Hiç eleştirmediği için de güven vermiyor. Bir diğer zayıf nokta ise İmamoğlu'nun yine siyasi cesaret göstermemesi.
Bu tablo içinde Kılıçdaroğlu ile sütre gerisinde de olsa İmamoğlu kurultayda ikinci kez karşı karşıya gelecek. İmamoğlu "vekâletle" bu savaşı da kazanırsa artık önünde kimsenin duramaz. Tersi olursa "Benkaybetmedim" bahanesine sarılsa da kimseyi inandıramaz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.