İsrail yine bir terör devletine yakışanı yaptı. Bir gün önce bahçesinde onlarca çocuğun oynadığı, yüzlerce kadın ve yaşlının sığındığı bir hastaneyi bombaladı.
Günlerdir "vuracağım" dedi ve dünyanın gözünün içine baka baka da bunu yaptı. Savaş veya insanlık suçu, katliam veya soykırım ne dersek diyelim, İsrail umursamıyor. Biliyor ki, arkasında uçak gemileriyle, milyar dolarlık desteğiyle ABD ve Batı Bloku var. Baksanıza Biden, İsrail'in işlediği savaş suçundan hiç utanç duymadan Netanyahu'nun elini sıktı.
Ona göre İsrail, aslında ABD demekti. Yıllar önce İsrail'in bir "vekâlet devleti" olduğunu bizzat o söylemişti: "Eğer orada bir İsrail olmasaydı,ABD gidip bölgedeki çıkarlarınıkorumak için bir İsrail icat etmekzorunda kalırdı."
Bu Batı emperyalizmi ile Doğu'nun ve mazlum halkların kavgasıydı.
Bu yüzden sadece ABD değil, Batı Bloku da ağırlıkla İsrail'in yanında hizalandı.
Onlar için Gazze'de 2 milyonu aşkın insanın susuz, gıdasız ve elektriksiz bırakılması, şehre bombaların yağması ve en sonunda kendilerine ait Anglikan Kilisesi'nin işlettiği El Ehli BaptistHastanesi'nde 500 insanın katledilmesi hiç önemli değildi.
Öyle olduğu için Almanya'nın sosyal demokrat Başbakanı Olaf Scholz, bir zavallı gibi katliamcı Netanyahu'ya koştu, destek vereceğini açıkladı. Onun Almanların Nazi geçmişini hatırlatmasına da en azından, "Sizin yaptıklarınız dafarklı değil" diyemedi.
Ama en vahimi, hastanenin bombalanması üzerine timsah gözyaşları dökmesiydi: "Masum siviller yaralandı veöldürüldü. Düşüncelerimiz hayatınıkaybedenlerin aileleriyle..."
Benzerini Kanada Başbakanı JustinTrudeau da söyledi: "Gazze'den gelen haberler korkunç,yıkıcı ve kabul edilemez, hastaneyesaldırmak yaşadışıdır."
Tamam "yasadışıdır" da ne yapacaksınız?
Bu tablo şunu gösteriyor: ABD'nin başını çektiği Batı Bloku, İsrail'in arkasında duracak ve soykırıma varan katliamlarına ses çıkarmayacak. Hatta savaşı daha da derinleştirerek biraz olsun ömürlerini uzatmaya çalışacaklar.
Ancak çok kutuplu bir dünyaya giderken, Batı Bloku'nun bunu başarması hiç kolay görünmüyor. Hem Batı'daki sivil kamuoyunda hem de dünyanınyeni güç merkezi olacak ülkelerde ciddi bir tepki var. Çünkü sadece Gazze'de olanlardan dolayı değil, dünyada 1950'den sonra Vietnam'dan Latin Amerika'ya, Irak'tan Ukrayna'ya, Libya'dan Afganistan'a gittiği her yere kan ve gözyaşı götüren ABD'ye karşı müthiş bir öfke birikmiş durumda. Aynı zamanda, ABD'ye karşı bir şey yapılamadığı için de derin bir pişmanlık duygusu var.
İşte Gazzeli çocukların gözlerindekiderin acı, dünyada biriken oduyguyu patlattı.
Artık kimse, ABD'nin ve Batı'nın demokrasi, hukuk ve özgürlük vaadine inanmıyor. İnsanlık açısından bu anlamlı kazanımları ne yazık ki Batı kendi elleriyle kirletti. İmza attıkları Cenevre Sözleşmesi dâhil bütün kazanımları hiçleştirdi.
Şimdi herkesin merak ettiği soru şu: İnsanlığın bu haklı öfkesine kimveya kimler öncülük edecek ve ABDİsrailittifakı nasıl durdurulacak?
Dünyanın birçok ülkesinde, halklarda böyle bir arayış var ama somut bir adım yok. Birleşmiş Milletler zaten etkisiz durumda. Acaba, "Dünya beştenbüyüktür" diyen Başkan Erdoğan'ın şu sözleri yeni bir çıkışın işareti olabilir mi? "Bu bir savaş değil katliamdır.Sivil insanları öldürmek ancakörgüt refleksidir. Devlet gibi davranmazsaörgüt muamelesi görür!"
Örgüt muamelesi yapılan İsrail'i dünyada yalnızlaştırmak için de çok değil, 40-50 ülke temsilciliğini çekse çok şey değişir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.