‘Türkiye Yüzyılı CHP’siz, İkinci Yüzyıl da AK Parti’siz olmaz’
Bunun en önemli nedeni de yıllardır seslendirmeye çalıştığımız "siyasetsizlik"...
Yakın geçmişte doğal veya kaset yoluyla genel başkan değişimleri de bu makûs talihi değiştirmeye yetmedi. Mayıs seçimleri artık yolun sonunun göründüğünü gösterdi.
Ya CHP kendi tarihi kodlarıyla çelişmeyen yeni bir yaklaşıma yönelecek ya da yok olmakla karşı karşıya kalacak.
Ne yazık ki bugün CHP içinde yaşananlara bu perspektifle bakan bir taraf yok. İster genel merkezciler, ister yeni nesil "değişimci"ler olsun, kurultaya giderken, "Biz nerede yanlış yaptık?" sorusuna cevap aramadıkları gibi "Yeni ne söylemeliyiz?" sorusuna da bir cevap vermiş değiller.
Peki nerede bu partinin 100 yıllık hafızası, kurumsal kimliği veya etkili aydın ve akademik çevresi?
Onlardan biri, bir dönem milletvekilliği de yapan bir "Profesör" cesaret edip ismiyle yayınlanmasını istemedi ama sohbetimizde söyledikleri belki de CHP'nin asıl ihtiyacı olan değişimdi. Birileri "değişim" deyip içini dolduramazken o şöyle diyordu:
"Açık söylüyorum, bu kurultayı Kemal Bey alır ama mesele bu değil. Mesele Türkiye'nin artık eski siyaset anlayışıyla bir yere gidemeyeceği gerçeği. Bu nedenle iki ana akım parti, AK Parti ile CHP bir araya gelmeli ve yeni Anayasa dahil temel sorunları konuşmalı. Türkiye'nin buna ihtiyacı var."
Peki böyle bir siyasal zemin var mı? CHP'li "Prof."a göre var, hatta geç kalınmış:
"Bakın Türkiye'nin uluslaşma sürecinde iki temel engel vardı: Siyasal İslamcılık ve Kürt meselesi. Son yıllarda her iki alanda da önemli adımlar atıldı. Özellikle siyasal İslamcılık meselesinde AK Parti kendi sosyolojisini ulus devletin bir parçası hâline getirdi. Laiklik konusunda biraz farklılık olsa da bayrak, vatan ve milli meselelerde toplumu ortaklaştırdı. Şimdi sırada Kürtler var. O konuyu da iki parti, şiddet ve terör karşısında ortak tavır geliştirerek ve bugüne kadar atılan demokratik adımları derinleştirerek çok rahat çözer."
ESKİ SİSTEME DÖNÜLMEZ
CHP'yi "siyaset yapmaya" çağıran CHP'li "Prof.", başkanlık sistemiyle ilgili de çarpıcı bir tespit yaptı:
"Bu saatten sonra parlamenter sisteme dönüş olmaz. Daha demokratikleştirilmesine AK Partililer de itiraz etmez. Bunun için polemik değil siyaset yapmak gerekiyor. Tartışılırsa yarı başkanlık sistemine bile geçilebilir."
Dış politika, savunma, adalet ve milli eğitim alanında da artık Türkiye'nin ortak bir tavra ihtiyacı olduğunu söylüyor ve şöyle diyordu:
"Bu konularda ortak adımı atmayı öneren CHP'yi sadece CHP'liler değil herkes ciddiye alır. Tayyip Bey de alır. Biz kurucu partiyiz; küresel altüst oluşun yaşandığı bir dönemde Türkiye güçlü olmalı. Şu gerçeği her iki parti de görmeli: CHP'nin İkinci Yüzyılı AK Parti'siz, AK Parti'nin Türkiye Yüzyılı da CHP'siz olmaz..."
PROF'LAR BİLE KORKUYOR
Sözünü ettiğim CHP'li "Prof." aslında aynı zamanda tipik bir CHP'li... O kadar CHP'li ki düşündüğü şeyleri ismiyle söylemekten bile korkuyor. Oluşturdukları siyasi iklimde aydınlar bile düşündüğünü söylemekten korkuyorsa oradan yeni fikir çıkar mı?
Başka şey söylemeye gerek yok; bu bile CHP'de neden siyaset üretilmediğini, neden her seçimde yenildiklerini göstermeye yetiyor.
Tek sorumlu Kılıçdaroğlu değil.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Netanyahu savaş suçlusu, sıra İsrail’de (23.11.2024)
- Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı (22.11.2024)
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)
- Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı (14.11.2024)
- Trump’ın öngörülemezliği ve Ortadoğu (12.11.2024)
- CHP’nin ‘yeni İSKİ’cileri (10.11.2024)