Nihayet İBB Başkanı Ekremİmamoğlu, kiminle dans ettiğininfarkına vardı ve usta birmanevrayla çark etti: "Ben de kendimi İstanbulile mühürlü kabul ediyorum.İstanbul'u bir kez daha savunmakiçin yola çıkıyorum."
Zaten CHP Genel Başkanı KemalKılıçdaroğlu'nun istediği de buydu.İmamoğlu ve A Takımı'nın bütün operasyonlarınarağmen Kılıçdaroğlu hiçrenk vermiyor, kendi grup başkanınınbile oyun içinde oyun kurmasına sesiniçıkarmıyor ve bekliyordu.
Beklediği de oldu. Çünkü aday yaptığı adımın siyasi çapını biliyordu. İmamoğlu, dört yıl boyunca yeri göğü inletip Akşener'le iş tutmasına rağmen Kılıçdaroğlu'nu aşamadığı için cumhurbaşkanı adayı olamadı. Yetinmedi yine Akşener sayesinde cumhurbaşkanlığı yardımcılığını kaptı; ama bu kez halk izin vermedi. Son bir atakla "Zoom" yapıp CHP Genel Başkanlığı'na oturmak istedi, ona da Kılıçdaroğlu "dur" dedi.
Şimdi "hayatı boyunca hep misyonadamı" olduğunu söyleyen biriolarak kös kös İBB başkan aday adaylığınageri dönmek zorunda kaldı.
Ama hakkını teslim edelim, CHP'deki büyük oyunun içinde bir aktör olmayı da başardı. Bunda kuşkusuz 100 yıllık parti CHP'nin kendi çocuklarından bir aktör yetiştirememesinin etkisi büyük. İmamoğlu bu fırsatı iyi değerlendirdi ve onlara kendini kabul ettirdi.
Gerçi "hakiki" CHP'li olduğunu söyleyen ve Kılıçdaroğlu'ndan farklı bir siyaset ortaya koymadığı hâlde açık destek veren Tanju Özcan bile ne dediğini anlamamış ama olsun: "Vallahi dost acı söyler; benbugün bayrak mı açtınız, geriadım mı attınız, onu dahi anlamadım..."
Bütün bu garabete rağmen şu gerçek artık çok net: Çark eden İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında "ateşkes" ilan edilmesi, CHP'de kartların yeniden dağıtılacağı ve belediye başkanlarının gücünün artacağı anlamına geliyor.
Zaten bir süredir CHP'de siyaseti ağırlıkla belediye başkanları belirliyor. CHP'liler 100 yıllık parti olmakla, parti içi tartışmayla övünüyorlar; ama ortada farklı bir siyaset aksı olmadığı gibi tartışan da yok... Örgüte de, örgütü ayakta tutan siyasete de partiden çok belediyeler yön veriyor.
Şu sıralarda ilçe kongreleri yapılıyor. İnanılmaz paralardan, makam ve mevki pazarlamasından söz ediliyor. Artık illerde, il başkanlarının değil belediye başkanlarının borusu ötüyor. Bu yüzden pazarlıklar da ağırlıkla il veya ilçe belediye başkanlıkları üzerinden yapılıyor.
Parasal gücü olan siyasi gücü de belirliyor.
Başta İzmir, Ankara ve İstanbul olmak üzere bütün illerde böyle bir gerçek var. Şimdi buna bir de Kılıçdaroğlu ile "ateşkes" ilan edilmesi eklendi ki bu da en çok İmamoğlu'nun işine yarıyor. Ateşkesle dengelerin değiştiği ve yeni ittifakların kurulacağı söyleniyor. Genel merkeze yakın bir siyasetçi şöyle diyor: "Ateşkes başlamıştır. Bizİmamoğlu'nu istediğimiz noktayaçektik. Kaybetmesini dekimse istemez. Bundan sonraİstanbul'da belediye paylaşımlarıöne çıkacak. Bu açıdan yeni ittifaklarkurulması, Erdoğan Toprakve Mustafa Sarıgül gibi aktörlerinİmamoğlu'yla hareket etmesi benişaşırtmaz."
Ama İstanbul'da çok şaşıran olur. En başta da İmamoğlu'na muhalefet eden Battal İlgezdi, BülentKerimoğlu ve Ali Kılıç üçlüsü şaşırır. Kurultaya kadar daha çok Bizans oyunlarına tanık olacağız.
Kısa bir mola için izin istiyorum. Ağustosun son haftası görüşmek dileğiyle...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.