Son seçimde sadece CHP değil, 6'lı Masa partileri, tehdit dili kullanan HDP, TİP, Zafer Partisi ve "kurtarıcı" rolüne giren iki belediye başkanı da dâhil birlikteliğe destek veren bütün güçler yenildi.
Yenilgi doğal olarak her partinin ve her gücün içinde derin bir hesaplaşmaya yol açtı. Bu açıdan topun ağzındaki ilk parti CHP ise ikincisi de İyi Parti'ydi. İyi Parti, bu riski önceden görerek seçim sonrası kongresini yapma kararı vermiş ve bugün o kongresini yapıyor. Bu arada birkaç istifa yaşandı, parti içinde Ethem Baykal gibi sert eleştiriler yapanlar oldu, ama liderlik değişimine ilişkin bir işaret görülmedi.
Öyle bir siyasi aktör de yoktu. Bu yüzden kongre sert tartışmalara, hatta sürpriz kopuşlara yol açsa da sonuç değişmeyecek ve büyük ihtimalle İyi Parti yoluna Meral Akşener'le devam edecek.
Belki de asıl mesele bundan sonra başlayacak. İyi Parti yoluna nasıl devam edecek?
Kongrede bunun kararı verilir mi bilemem ama Akşener'li İP'in son 5 yıllık karnesi hiç parlak değil.
Tıpkı CHP gibi yüksek oy beklentisiyle girdiği her seçimi kaybetti.
En başarılı saydıkları 2019 yerel seçiminde bile sadece 19 ilçe belediye başkanlığı kazanırken, CHP'nin çok sayıda büyükşehir kazanmasını sağladı. Dahası her seçimde eleştirdiği MHP'nin gerisinde kaldı.
Kısaca, ne milliyetçi bir parti olabildi ne de "merkez sağ" olmayı başardı. CHP kopyası bir parti olup çıktı. Siyaset bilimci Armağan Öztürk, bu durumu şöyle formüle ediyor:
"CHP-İyi Parti ilişkisi, partiyi CHP'nin vesayeti altına soktu."
İşte bugünkü kongrede Akşener'in bu "vesayete" son vereceği ve "agresif" bir strateji izleyeceği konuşuluyor.
Belki yerel seçime kadar sürecek bu "agresif" siyaset tarzıyla partiyi toparlar ve CHP'yle pazarlık gücünü artırır deniliyor ama İP'in CHP'den kopmasına da ihtimal verilmiyor.
Çünkü İyi Parti'nin tek başına büyükşehirlerde seçim kazanma ihtimali yok. Başka bir yön değişimi olmazsa İP CHP'ye, CHP de İP'e mahkûm.
Bu yüzden Akşener, önümüzdeki yerel seçimlerde çok sayıda belediyeyi almayı hedefliyor. O belediyeler arasında Mersin, Antalya ve Adana gibi iller de, Beşiktaş ve Bakırköy gibi ilçeler de var.
Bu sonuç kimseyi şaşırtmayacak ama ilçeleri değilse bile o şehirleri kazanmaları için HDP'yi de hesaba katmaları gerekiyor. Tabii şu sorunun cevabı da merak ediliyor: Hepsi yenilmiş ve hiçbiri değişmemiş siyasi aktörlerle yeni bir seçim kazanılabilir mi?
***
İMAMOĞLU'NUN SÜRPRİZ HAMLESİ
Seçim sonrası CHP'de gerilim sürüyor, ama orada da sonuç değişmeyecek. Parti içinde "Kemalciler" önde ve rahat, "Ekremciler" ise hem huzursuzlar hem de fondaş medya üzerinden saldırganlığa devam ediyorlar. Bu arada bayram sonrası İmamoğlu'nun, siyasi bir manifesto açıklaması bekleniyor.
"Manifesto" denecek bir siyasi aks ortaya koyar mı bilemem ama şöyle bir yol haritası izleyecekmiş: "Olağan kurultaya güçlü bir biçimde hazırlanalım."
Bunun için de illerde delege savaşı başlayacak. En yoğun biçimde de İstanbul'da.
İmamoğlu şimdiden, "CHP İstanbul ili kazanırsak kurultayı da kazanırız" diyerek harekete geçmiş ve Kılıçdaroğlu'na karşı İstanbul İl Başkanı olarak "güçlü ve genç bir Alevi aday" arayışını da başlatmış. Eski CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat'ın da bu konuda İmamoğlu'na açık destek vereceği kulislerde konuşuluyor.