Altılı Masa nihayet adayını belirledi ama ortaya da karmakarışık bir tablo çıktı. İki büyükşehir belediye başkanının da masaya iliştirilmesiyle ülkeyi 1'i cumhurbaşkanı, 5'i imza yetkili 2'si icracı tam 8 kişilik bir" konsey" yönetecek. Bu tabloya tahrip gücü yüksek HDP'yi de eklerseniz ülkeyi "İstikrarın mıkaosun mu?" beklediği daha iyi anlaşılır.
İşin bu yanı çok tartışılacak ama masada bir başka gariplik daha var: 8 kişinin siyasi kimlikleri... Masanın cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sol ve laik kimliğiyle bilinen bir siyasetçi. "Gandi" ve "CheGuevara" olarak başladığı siyasi yolculuğunu bugün "seyit, ülkücü, milliyetçi, HDPsever veya mücahit" kimliğiyle devam ettiriyor olsa da esas olarak değişmiş değil. Buna rağmen sağcı-milliyetçi-muhafazakâr görünümlü 7 kişiyi arkasına dizmeyi başardı. Kılıçdaroğlu sadece bu açıdan bile nasıl etkili bir siyaset mühendisi olduğunu gösterdi. Hem de kendi partisini büyütmeden ve topluma güven veren bir siyaset üretmeden...
İLK İSYANIN ADRESİ SAADET
Öteki partiler açısından ise tam bir başarısızlık söz konusu. Bu da o partilerin içini karıştırmaya yetti. CHP'ye payanda olan her sağcı-muhafazakâr partinin içinde şimdi ciddi bir kaynama ve tepki var. En sert tepki de Saadet Partisi içinden geldi. Hasan Yaşar imzasıyla Haymana Mutabakatı yayınlayan Saadetliler, TemelKaramollaoğlu'nun CHP'yle ittifakına zehir zemberek bir cevap verdi
Cevabı en çarpıcı biçimde şu cümle özetl-i yordu: "6 Mart, Milli Görüş tarihine kara birgün olarak geçmiştir."
Bildirideki şu tespit de yenilir yutulur değildi "Saadet Partisi'nin mevcut yönetimidavasına ihanet etmiş, milletimizin nezdindemeşruiyetini kaybetmiştir."
Oy tabanını büyük oranda kaybeden Saadet Partisi herhalde sadece Kılıçdaroğlu'na muhafazakâr kesim nezdinde "meşruiyet" kazandırma derdinde. Bunun ne anlama geldiğini de Milli Görüş çizgisinin önemli isimlerinden Ferman Karaçam, çok daha önce kaleme almıştı.
ERDOĞAN'A BU KİN NEDEN?
Şöyle diyordu Karaçam: "Recep Tayyip Erdoğan'a olan buöfke, bu kin nasıl bir şeydir ki kanınız,canınız, ruhunuz bu adamlara öylesinekaynadı da bizim aklımız, vicdanımız birtürlü bunu anlayıp izah edemiyor.
Sahi, havsalam almıyor, bunlar değil miydi, şu anda sizi konuşturdukları televizyonlarından bize; 'Hadi hadi İran'a, bu Cumhuriyeti bizkurduk, sizin yeriniz burada değil, layıkolduğunuz yere gidin' diyenler ki, siz çıkıp o televizyonlara Erdoğan'a, onların bile cesaret edemeyeceği cümlelerle saldırıyorsunuz?
Bütün Firavun ve müstekbirlerin toplandığı, Birleşmiş Milletler Meclisi'nin ortasında ayağa kalkıp, yüzlerine karşı zalim ve Firavun olduklarını haykıran ve yine bütün bir dünyayı paras ı ile parmağında oynatan o çağdaş Karun'un pis suratına, 'Bir dakika (One Minute), Gazzelibebekleri plajlarda vuran katil siz değilmisiniz?' diyerek hesap soran Müslüman bir devlet adamının sözlerinden nasıl bir rahatsızlık duydunuz ki, yıllardır milletin kendilerine iktidar vermediği millet düşmanlarıyla ona karşı işbirliği yapıyorsunuz?
Şimdi ben; eğer yüz tane kolum olsa, onlardan bir tanesi bile, CHP ile aynı ittifak içinde olan kutudaki herhangi bir partiye oy verirse,o kol kurusun derim, Temel Efendi, kurusun. Çünkü o zihniyet tövbe etmedi, o zihniyethâlâ orada, yerli yerinde duruyor. Ve ben biliyorum ki eğer bir fırsatınıbulsalar, bizi sorgusuz sualsiz boğdururlar. Tıpkı Menderes'i boğdurdukları gibi..."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.