İmamoğlu ve ‘Küresel Dostlar’ın 2023 beklentisi
Millet İttifakı'nı oluşturan CHP ve İYİ Parti'nin, HDP'yle yaptıkları ilkesiz ittifakın üstünü ne kadar örtmeye çalışsalar da işleri hiç kolay değil.
Çünkü sadece omuzlarında HDP yükü yok, aynı zamanda bir "lidersizlik" yükü var. Bu yüzden de çok sayıda siyasi aktörün aklı o liderlik "makamı"nda... En başta da "o makamın" yeni sahibi olduğu hayalini kuran İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu var.
İmamoğlu her fırsatta bu beklentisini dile getirmekten hiç kaçınmıyor. Dün de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde aynı şeyi yaptı:
"İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın nezdinde tüm kadın siyasetçilerin ve Türkiye genelindeki kadın belediye başkanı mevkidaşlarımın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyorum."
Bu bilinçli bir tercihti. Bunu da "o makam"a hazırlandığını bir kez daha vurgulamak veya hatırlatmak için yaptı. Hem de İYİ Parti'deki "milliyetçiler"den sert eleştirilerin geleceğini bile bile.
Çünkü İmamoğlu şunu iyi biliyor: Ne yaparsa yapsın, Kılıçdaroğlu ve Akşener onu hiç eleştirmiyor. Sanki aralarında özel bir anlaşma var. Böyle olmasa İYİ Parti'den yükselen şu eleştirileri göze alır mıydı?
Yavuz Ağıralioğlu: "Anneleri yıllardır evlatsız bırakan bir cinayet şebekesine mesafesizliğini milli hassasiyet ve haysiyet itirazımız olarak ifade ettiğimiz HDP ve siyasilerinin isimlerinin, şehit annelerine borcunu vatan borcu bilen Meral Akşener ismi ile zikredilmesini doğru bulmuyorum."
En imalı mesajı da İYİ Parti Erzurum Milletvekili Naci Cinisli verdi: "Hesaplı mesajların nereden geleceğini bilemez olduk. Allah şaşırtmasın kimseyi..."
Bütün bunlara karşı İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in söyledikleri havada kalıyordu: "Sayın İmamoğlu'nun attığı tweet'i arkadaşlarımızın çoğu beğenmedi. Fikirlerini ortaya koydular, ben de saygı duyuyorum."
Doğrusu "oyun içinde bir oyun" kurgulandığı çok açık. Baksanıza Akşener, İmamoğlu'nu suçlamamak için terör gibi hassas bir konuda bile "yuvarlak" cevap vermeyi seçiyor. Acaba bu tercihin arkasında "hürriyetçilik" aşkı mı yatıyor yoksa arka planda eski deyimle "Hür Dünya"daki "Küresel Dostlar"ın ve "İstanbul Sermayesi"nin 2023 beklentisi mi var?
***
TÜRKÇE EN ÇOK ÖĞRENİLEN BEŞİNCİ YABANCI DİL
UNESCO'nun da kapsama alanına aldığı bu yılı Başkan Erdoğan, "Yunus Emre ve Türkçe Yılı" ilan etti. Hafta sonu da bu etkinliğin ilk adımı atıldı. Türkiye aslında Yunus Emre adını sadece bir yılla sınırlamadığını, dünyanın dört bir yanına onun adını taşıyan Yunus Emre Enstitüleri açarak göstermişti.
Şimdi çok daha yoğun bir programla "Yunus Emre'nin yüzlerce yıllık selamını dünyaya ulaştırmak" için çabalıyor. Bu çabanın ilk adımının atıldığı toplantıda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Yunus Emre'nin "insan hazinesi" özelliğine dikkat çekerek şöyle diyordu: "Türkiye'nin kamu diplomasisi ve kültürel diplomasi alanlarında en önemli temsilcilerinden biri olarak onun başardığını başarmak bizim de hedefimiz olmalıdır." Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Şeref Ateş de Yunus Emre adıyla çıktıkları yolculuğun ne kadar etkili olduğunu şöyle seslendiriyordu: "Yunus Emre Enstitüsü, 10 yılda Türkiye ile bağ kuran, argümanlarını anlayan, Türkiye'ye sempatiyle yaklaşan bir kitle oluşturma açısından ciddi katkılarda bulunmuştur. Öyle ki, son bir yılda, beş kıtada 60 bin kişiye Türkçe öğretmiş, özellikle salgın döneminde Türkçe en çok öğrenilen beşinci yabancı dil olmuştur."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)
- Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı (14.11.2024)
- Trump’ın öngörülemezliği ve Ortadoğu (12.11.2024)
- CHP’nin ‘yeni İSKİ’cileri (10.11.2024)
- CHP’de ipler kopmak üzere (09.11.2024)
- Bahçeli farkı ve şaşkın siyasetçiler (08.11.2024)