Başkan Erdoğan, AK Parti'nin Türkiye'de çok ciddi kararlara, devrim niteliğinde değişimlere imza attığını her konuşmasında dile getirdi, halen de getiriyor.
Ama bildiğim kadarıyla Ocak 2019'da ilk kez AK Parti'nin başaramadığı bir şeyi söyledi. Şöyle diyordu o konuşmasında: "Son 16 yıldırdönüştüremediğimizyegane alanmuhalefetin zihniyetidir.Orada başarısızolduk."
Bu gerçekten Türkiye'nin acı bir gerçeğidir. Dünyada örneği var mı bilmiyorum ama Türkiye'de enteresan bir muhalefet etme kültürü var. Siyasetin sağında, solunda veya başka bir siyasi aksta yer almasının önemi yok. İktidarlara karşı hep negatif bir tutum almak "büyük muhalefet" olarak görülür. Bunu daha çok 1950 sonrası CHP'nin başını çektiği sol muhalefet, "sivil iktidarlara" karşı yaptı.
Geçmişte vesayet güçlü olduğu için bu çok fark edilmiyordu.
Ama artık o muhalefet etme tarzı tepki topluyor ve muhalefet cephesinde çok daha derin yarılmalara yol açıyor "Akdeniz'de, Libya'da ne işimizvar?"la başlayan Ayasofya Camii'nin açılışıkarşısında savrulan bu muhalefet aklı, şimdiKaradeniz'de doğalgaz bulunması karşısında nediyeceğini şaşırdı.
Halk TV'de Savaş Kerimoğlu'na konuşan CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, şöyle diyordu: "Varsa o kaynak Türkiye'ye kalkınmagetirir mi sorusunun yanıtı hayır olduğuiçin endişeliyim"
Bu kadar garip ve ucube bir yaklaşım olabilir mi? Ama Allah'tan böyle düşünmeyen eski yeni CHP'liler de var. İlhan Kesici açık açık "Hükümeti ve ilgili tüm insanlarımızıkutluyorum" derken, CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz gelişmeyi sevindirici buluyordu: "Dışa bağımlı olduğumuz bu enerjikaynağında üretime geçilecek olmasısevindirici."
Bugünkü CHP yönetiminin ihraç ettiği Yılmaz Ateş ise "taş üstüne taş koyan" bütün iktidarlara teşekkür ediyor, MehmetSevigen ise sevincini şu cümlelerle ifade ediyordu: "Arkana yaslan, Türk kahveni al,..Türk işçisiyle, Türk mühendisleriyle,Türk tersaneleriyle gurur duy..."
Söze önemli bir adım diye başlayıp ucube yaklaşımlarla atılan stratejik adımı küçümseyen, CHP'liler, sol sosyalistler de var ama bu tablo, Başkan Erdoğan'ın, kendisini "muhalefetideğiştirmekte" başarısız görmesinin doğru olmadığını gösteriyor. Çünkü o cenahta "millive yerli" meselelerde derin bir kırılma başladı ve giderek derinleşecek
Aslında CHP ve sol yakın tarihe baksa, bugün nasıl tarihin ters tarafında durduklarını çok daha net görecekler. 70'li yılların sloganlarını, siyasi aktörlerini hatırlıyorum. TİP'ten Mihri Belli'ye, Mahir Çayan'dan DenizGezmiş'e hepsinin ortak hayali; "Milli veyaUlusal Demokratik Devrim" ve "TamBağımsız Türkiye"ydi.
Ama ne yazık ki sol o gün de tarihin ters tarafında yer aldığı için Demirel'i "emperyalizminuşağı" ilan edip, tam tersine emperyalizminkuklası cuntacıların oyununa geldi. Bu her on yılda bir tekrar etti. Soğuk savaş döneminde içeriden kuşatılan ve bağımlı hale getirilen Türkiye'nin ABD emperyalizmine karşı çıkması hiç kolay değildi. Oysa şimdi küresel sistemin altüst olduğu bir zamanda, "milli ve yerli" bir duruş sergilemenin zemini çok daha güçlü ve bunu yapan bir lider de var. Solun 70'te tarif ettiği milliliğin gereği tam da bugün yapılıyor.
Başta CHP ve sol, buna bazı sağ siyasi aktörleri de eklemek gerekiyor, bu kez ABD'nin açıkça iç siyasete müdahale edip BaşkanErdoğan'ı devirmek istediğini açıklamasına rağmen hiç alınmadılar. Neden acaba? Bu sadece siyasi bir körlük mü yoksa sömürgecilerin "devşirme siyaseti"nin başarısı mı?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.