İstanbul seçim süreci başladı ama tartışmalar bitecek gibi görünmüyor. İşin garip tarafı sadece siyasi aktörler değil, hukukçular da anlaşamıyor. Kuşkusuz İstanbul gibi önemli bir şehirde seçimin yenilenmesi tartışılır ama burada vahim olan, seçimin yenilenmesine yol açan YSK kararı konusunda hukukçuların bile gerçeği duymak istememesi.
Ne derseniz deyin, meseleye ideolojik bakıldığı için karşınızdaki hukukçu da olsa bildiğini okuyor. Somut örneklerinizi bile duymak istemiyor. YSK gerekçeli kararını güçlü verilerle açıklasa bile bazı kesimler ikna olmak istemediği için duymayacaktır.
Bunu en somut haliyle AK Parti Milletvekili Abdullah Güler ile CHP Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu'nun televizyondaki tartışmasında gördük. Güler, itiraz sürecinde seçim mevzuatı konusundaki bilgi birikimiyle dikkat çeken, hukukçu kökenli bir milletvekili. Karşısında ise Anayasa hocası Profesör Kaboğlu var. İnsan onları izlerken, en azından birbirlerini dinleyecek ve ne söylediklerini anlayacak diye bakıyor. Ama ne mümkün... Milletvekili Güler, tek tek ve belgeli anlatmasına rağmen Kaboğlu, ya "ama şu da var" gibi kaçamak cevaplar veriyor ya da aynı şeyleri söyleyip duruyordu.
Bu tablo bize, AB kriterlerine uygun belgeler bile ortaya koysanız karşınızdakinin inanmayacağını gösteriyor. Çoğu ikna olmaktan korkuyor. Bu ideolojik bir tavır... Bununla gerçeğin anlaşılmasını engellemek ve "mağduriyet" siyasetini sürdürmek hesabı yapılıyor.
Oysa onlara rağmen gerçeğin her platformda anlatılmasında yarar var. Bu açıdan Başkan Erdoğan'ın konuşmalarında sık sık atıf yaptığı Avusturya Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin iptal edilme süreci iyi bir örnek. O süreci özetleyerek anlatmak istiyorum.
Avusturya'da 2016 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimleri üç turda gerçekleştirildi.
Son turu, 22 Mayıs 2016'da yapılan seçimlerin resmi sonuçları şöyleydi:
Katılım oranı yüzde 72. Avusturya Özgürlükçü Partisi (FPÖ) adayı NorbertHofer yüzde 49.7... Eski Yeşiller Partisi'nden bağımsız aday Alexander Van der Bellen yüzde 50,3. Bellen seçimin kazananıydı ve arada sadece 30.863 oy farkı vardı.
Bu sonuca toplam sekiz itiraz başvurusu yapıldı. Bunların içinden sadece AvusturyaÖzgürlükçü Partisi (FPÖ) Başkanı HeinzChristian Strache'nin başvurusu kabuledildi.
Bu parti seçimde çok sayıda hata yapılmasından şikâyetçiydi. Sağcı popülist parti mahkemeye seçimlerin iptali için 152 sayfalık bir dilekçe verdi. Dilekçede 573.000' denfazla oy kartının sayım başlamadan önceayıklandığı, 58.000'den fazla posta oyusorumlu olmayan kişiler tarafından sayıldığıileri sürülmüştü. .
Seçim sonucu için belirleyici olan, posta yoluyla gönderilen oyların sayılmasında usulhatası yapılmasıydı. Konuyla ilgili usulsüzlüklere yapılan itiraz, sunulan belgeler ve şahitlerin yaptığı açıklamalar doğrultusunda Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Ve Avusturya seçimleri 4 Aralık 2016'da yani yaklaşık 7 ay sonra yenilendi. Bu seçime katılım oranı yüzde 74.2 oldu.
Aşırı sağcı adayı Norbert Hofer yüzde 46,2 oy alırken, solcu aday Dr. AlexanderVan der Bellen yüzde 53,8 alarak Avusturya Cumhurbaşkanı seçildi.
Biraz da seçimin yenilenmesine ilişkin siyasi partilerin nasıl tepki verdiğine bakalım. Herkes, bırakın kurumlara "çete" falan demeyi, seçimlere "şaibe" düşmemesi için yenilenmeye destek veriyor.
İşte birkaç örnek...
Dönemin Şansölyesi Christian Kern(Sosyal Demokrat Parti): "Demokrasidebir seçimin yasallığı konusunda şüpheolmamalıdır"
Avusturya Meclis 2'nci Başkanı Karl-Heinz Kopf (Avusturya Halkçı Parti): "Anayasa Mahkemesi bu kararıylademokrasiye hizmet etti."
Avusturya dışı aşırı sağcılardan FransaUlusal Cephesi Başkanı Marine Le Pen bileseçimin tekrarlanması kararını "yurtseverleriçin iyi haber" olarak niteliyordu.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.