CHP'de derin kaos ve kargaşa yaşanmasının tek nedeni içerideki koltuk kavgası değil, bu da dahil bütün sorunların asıl nedeni CHP'nin siyaset üretmemesi.
Topluma umut veren doğru siyaset üretmeyince, doğal olarak siyaseti "yalan" üze- rinden yapıyor. Son 10 yılda hiçbir CHP'li aktör, bu konuda CHP Genel Başkanı KemalKılıçdaroğlu'nun eline su dökemez. Eskileri sıralamaya gerek yok, onlar biliniyor zaten.
Ama en son grup toplantısında kürsüyü çıkıp, elindeki çöp toplayan kadın görüntüsüyle yalanın Nirvana'sına çıktı. Şöyle diyordu: "Buyurun bu tabloyabakın değerli arkadaşlarım. Bu tablo21. Yüzyılın tablosudur. Bu tabloyuyaratan en önemli aktör de bu tablodagözüküyor. Erdoğan... Bu kadıncağızın,tanzim satış mağazasına gidecekparası mı var? Bu kadıncağızınotobüse binecek parası bile yok. OrtaÇağ'ın değil. Siz bana sosyal devlettensöz edeceksiniz. Devlet hangifakirin fukaranın yanında? Bu tabloyugörüp de vicdanı sızlamayan birAllah'ın kulu var mı?"
Ne büyük laflar değil mi? İçinde 21. Yüzyıl var, Başkan Erdoğan var, tanzim var, parasızlık var, çöp toplayan kadın var. Tıpkı "Türkiye batıyor, tarım bitti" gibi bir algı operasyonu... Bu da "sol" siyaset olarak sunuluyor. Ama olmuyor işte... Çünkü söylediklerinin hiçbiri doğru değil. Adı geçen kadın Aysun Demir, bir gün sonra ortaya çıktı ve CHP Genel Başkanı KemalKılıçdaroğlu'nu "tekzip" etti. "Ben aç değilim, maddi durumumgayet iyi. Benim dört katlı evim var. Allah'a şükür ki kimseye ihtiyacımyok."
Sonra da işin peşini bırakmayacağınısöyledi: "Hukuki süreci başlattım. Kılıçdaroğlu'ndan alacağım tazminatlasokak hayvanlarına barınak yapacağım."
Harika bir fikir... Aslında o fotoğrafa iyibakan biri, konteynerin çevresine konulanküçük kaplardan bunun sokak hayvanlarıylailgili olacağını rahatlıkla anlardı. Ancak nevar ki, CHP'yi yöneten aklın böyle bir derdiyok. Daha önemlisi CHP'de bu tür işleriaraştıran bir ekip de yok.
Anlayacağınız o yalan fotoğrafı ana muhalefet partisi başkanın halka gerçekmiş gibi sunması vahim ama CHP'nin durumu daha da vahim. Bu durumda Kılıçdaroğlu'nun deyimiyle soralım; CHP'nin içine düşürüldüğü bu durumugörüp de vicdanı sızlamayan birAllah'ın kulu var mı?
Varsa da sayıları az. Onlardan biri de Aziz Kocaoğlu. Önce iyi bir çıkış yaptı ve şu sağlam eleştiriyi yöneltti: "CHP benimpartim, bugüne kadar Türkiye'yi nasılyöneteceğini, Türkiye'nin belli başlıana problemlerinin neler olduğunuve bunların nasıl tedavi edilip, çözümüretilip ülkenin refaha çıkartılacağı osorunlardan kurtulacağı bir yol haritasıbelirlememiştir. Ülkeyi nasıl yöneteceğinibilmiyor. Bu partinin politikaüreteceği bir mutfağı yok."
Sonra da o konuşmasında "mutfağıolmayan, halka dokunmayan" bir partinin ne yapacağını anlattı: "Aynı şeylerisöyleyerek, aynı şeyleri yaparak farklısonuca ulaşmayı beklemek doğrudeğil."
Doğru söze ne denir? Söz doğru ama Kocaoğlu ve onun gibi düşünenler bunun gereğini yapmadıkları için CHP Kılıcdaroğlu yönetiminde, sağdan marjinal sola, Saadet Partisi'nden HDP'ye siyaset üretmeden savrulan bir partiye dönüştü. Bu da sadece CHP sosyolojisine değil, Türkiye'ye zarar veriyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.