Kaçaklar şehri Berlin
Afrin'e yönelik Zeytin Dalı operasyonu, aslında hiç de Almanya'daki siyasetçilerin söylediği gibi algılanmıyor. Özellikle Almanya'nın sol siyasetçileri yüksek sesle Türkiye karşıtlığı yapıyor ama bunun Alman sokağında bir karşılığı yok.
Sadece Türkler değil, Türkiye'yi yakından bilen, ilgilenen Almanlar da Afrin veya Fırat Kalkanı operasyonlarının bütün AB ülkelerinin güvenliği açısından önemli olduğunu söylüyor.
Almanya'yı iyi bilen bir işadamı şöyle diyor: "Almanlar, Türkiye'nin AB ile Ortadoğu arasında bir set olduğunu düşünerek bakıyor. Bir an Türkiye'nin olmadığını düşünün, AB'nin sınır komşusu kim olacak? Suriye, Irak ve İran... Bunu Avrupalıların görmemesi mümkün mü? Onlar da Türkiye'nin AB için ne kadar önemli olduğunu biliyorlar. Mültecilere karşı nasıl davrandıklarını gördük, Türkiye olmazsa AB ülkeleri mülteci akınına uğradığı gibi terör örgütleriyle de karşı karşıya kalır. Bu yüzden başta Almanlar olmak üzere AB ülkeleri, Türkiye'nin teröre karşı yürüttüğü mücadelenin öneminin farkında." Berlin, Türkiye dışında dünyada belki de en çok Türkiyelilerin yaşadığı bir şehir.
300 bine yakın Türk insanı burada. Türk- Kürt, Alevi-Sünni her kesimden insanımız var. Küçük bir azınlığın zaman zaman yaptığı sertlikler dışında öyle ciddi bir siyasi gerilim de yaşanmış değil. İç içe yaşayan, Almanlarla entegre olmaya çalışan ama aynı zamanda da Türkiye'yle bağlarını koparmayan bir toplumsal yapı söz konusu.
Son dönemde bu yapının içine, FETÖ'cüler ve bir kısım FETÖ'sever solcular da katıldı. Özellikle 17-25 Aralık'ın aktörleri ve 15 Temmuz darbe ve işgal girişimcisi FETÖ'cüler ve onlara destek veren sol Kemalistlerin ağırlıkla sığındığı şehir Berlin... Berlin, deyim yerindeyse tam bir "Kaçaklar Şehri..." Nereye gitseniz, hangi kafeye girseniz bir veya iki kaçakla karşılaşmanız mümkün.
Aslında Almanya her dönem Türkiye'den kaçanlara daha doğrusu askeri darbelerden kaçanlara kucak açmıştı ama ilk kez darbecilere de kucak açarak kendi demokratik misyonuyla çelişen bir tutum aldı.
Bunda kuşkusuz son 5-6 yılda Almanya'da hatta Almanya'nın etki alanındaki AB ülkelerinde yükselen İslamofobinin giderek Türkofobiye hatta Erdoğanfobiye dönüşmesinin etkisi büyük. Alman medyası neredeyse 2011'den beri en çok Türkiye aleyhtarı manşetler ve kapaklarla çıktı. Şimdi de aynı yöntem bu kez Can Dündar veya Hayko Bağdat gibi isimlerin öne çıkartılmasıyla yapılıyor.
Tabii Berlin, aynı zamanda başta Zekeriya Öz, Muammer Akkaş gibi kaçak FETÖ'cülerin de sığındığı bir şehir.
Türkiye, ısrarla bu darbecileri yargılamak için istiyor. Ama Almanya da şimdilik direniyor.
O isimlerden en önemlisi de 15 Temmuz darbesini Akıncı Üssü'nde yöneten Adil Öksüz... Onun özel yöntemlerle kaçırılarak buraya getirildiği konuşuluyor.
Şimdi de tam tersi, Almanya-Türkiye ilişkisindeki soğuk havanın dağılmasına ve gazeteci Deniz Yücel'in serbest bırakılmasına paralel sürpriz iadelerin olabileceği öngörülüyor.
Sıradaki ilk isim de Adil Öksüz. Böyle bir adım, AB'nin bütününde FETÖ'cülerin oluşturduğu güçlü lobinin kirli algı operasyonlarını yerle bir edeceği gibi AB ile Türkiye arasında farklı bir rüzgârın esmesine de yol açacak. Olur mu olmaz mı yakında görürüz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? (21.11.2024)
- Trump çöküşü durdurabilir mi? (19.11.2024)
- Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi (17.11.2024)
- ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ (16.11.2024)
- Trump, FETÖ okullarını kapatacak mı? (15.11.2024)
- Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı (14.11.2024)
- Trump’ın öngörülemezliği ve Ortadoğu (12.11.2024)
- CHP’nin ‘yeni İSKİ’cileri (10.11.2024)
- CHP’de ipler kopmak üzere (09.11.2024)
- Bahçeli farkı ve şaşkın siyasetçiler (08.11.2024)