Meral Akşener'in öncülük yaptığı siyasi yolculuğun sokaktaki karşılığına ilişkin henüz bir veri yok. Sokaktaki insan, çıkışa değil daha çok siyasi yürüyüşe bakarak karar verecek. Bu nedenle konu şimdilik siyasi aktörlerin gündeminde... O gündemin de iki sıcak konusu var: AK Parti'deki değişim ve Akşener'in çıkışı...
Nereye gitseniz birbiriyle ilişkili bu iki konu konuşuluyor. Birinin başarısını, diğerinin başarısızlığı olarak görenler bile var. Ankara kulislerinde AK Parti'nin bu süreci dalga dalga belediyelerden teşkilatlara, oradan da parti yönetimine ve bürokrasiye kadar götürerek yeni bir değişim rüzgârı estireceği görüşü ağır basıyor.
Ama aynı şey Akşener'in partisi için söylenmiyor. Ortaya çıkan tabloyu siyasi aktörler, parlak bulmuyor. Kimi erken doğumdan söz ediyor, kimi 7 benzemezden... Tecrübeli bir siyasetçi şu tespiti yapıyor: "Türkiye yeni bir siyasal sisteme, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiyor. Meral hanım bile, 'Ben başbakan değil cumhurbaşkanı olacağım' diyerek bu sistemi benimsemiş görünüyor. Bu durumda mevcut partiler bile zorlanırken yeni bir parti kurmak akıl kârı değil. Dönem güçlü siyasi aktörlerin öne çıktığı ve siyasi ittifakların seçim öncesi yapıldığı bir dönemi"
Bu tür genel siyasi değerlendirme yapıldığı gibi kurucular ve yöneticilerle ilgili kişisel derin analizler de yapılıyor. Özellikle de partide öne çıkan bazı aktörlerin FETÖ ile ilişkili olduğu iddiası dikkat çekiyor. FETÖ gölgesinin partinin geleceğini derinden etkileyeceği konuşuluyor. Bu anlamda çok sayıda isimden söz ediliyor. İlk sırada kamuoyunun yakından bildiği bir isim var: Eski Merkez Bankası başkanı Uşak Milletvekili Durmuş Yılmaz...
FETÖ'nün Anadolu'daki önemli kalelerinden biri olan Uşak'tan milletvekili seçilen Yılmaz'ın 17-25 Aralık darbesinden sonra FETÖ'cülere açık açık sahip çıkması siyaset kulislerinde çok tartışıldı. Aynı şey Akşener için de yapıldı. Ama Yılmaz, 2015'te devletin "Paralel Yapı ve FETÖ" olarak nitelediği ve aralarında Hazım Sesli'nin de olduğu FETÖ'cü işadamlarına sahip çıkıyor ve tutuklanmalarına itiraz ediyordu: "Bu tamamen algı operasyonu. İnsanlar bir müddet tutulacak, iddianame hazırlanmayacak. İçeride insanlara eziyet edilecek."
Yılmaz'ın yalnız olmadığı da biliniyor. Bu da yeni bir parti için hiç hayra alamet değil. Daha kurulurken üzerinde böyle bir algıyla yola çıkan bir partinin kitleselleşmesi mümkün mü?
UŞAK'TA FETÖ'YE İNAT SÜRPRİZ BULUŞMA
Uşak'tan ve FETÖ'cülerden söz ettiğimiz bugünlerde ilginçtir Uşaklıların gündeminde de FETÖ var. Uşak AK Parti Milletvekili Dr. Alim Tunç, Ruanda Dostluk Grubu Başkanı... Bu göreve geldikten sonra FETÖ'nün kendi çıkarı için kullandığı iki ülke ilişkisini düzeltmek için aktif rol üstlendi ve öncelikle Ruanda'da açılan FETÖ okullarının kapatılması sağladı. Sonra da Uşak- Ruanda arasında sıcak ilişkilerin gelişmesi için çalıştı. Ama en ilginci bugün Uşak'ta ağırlanacak olan Afrikalı büyükelçiler. Az buz değil Nijerya'dan Fas'a, Tanzanya'dan Cezayir'e tam 21 Afrika ülkesinin büyükelçisi Uşak'ta buluşuyor. Milletvekili Tunç şöyle diyor:
"Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın aktif dış politika stratejisi üzerine son yıllarda Afrika ile ülkemiz arasında ikili ilişkiler çok gelişti. Şimdi Uşak'ı ziyaret edecek olan Afrika kıtasından 21 büyükelçiye de FETÖ'nün sadece bizim için değil, kendileri için de büyük tehlike olduğunu anlatacağız."