Gülme komşuna gelir başına. Fenerbahçe'den sonra Galatasaray da kupaya veda etti. Tribünlerde bir lig maçındaki kadar taraftar kalabalığı vardı. Ama Okanhoca, kadro seçiminde ciddiyetielden bırakınca Galatasaray,sıradan bir futbol oynadı. Karagümrüklü oyuncuların futbol aklı, pas kalitesi, savunma anlayışı ve hücuma çıkış becerisi çok mükemmeldi. Özellikle ilk yarıda G.Saray'ın oyun lideri bile yoktu. Her futbolcu kafasına göre takıldı, final paslarında uyum yoktu. Kaptan Kerem'in, Oliveira ve Kaan Ayhan gibi düzgün ayakları olan oyunculara duran topları bırakmaması G.Saray'a olumsuz yansıdı. Bir atasözü şöyle der: "İlk iliği kaçırırsan düğmeleri ilikleyemezsin." Okan hocanın 11'i ilk iliğini kaçırdığının göstergesiydi. Toparlamak için Torreira, Mertens, KeremDemirbay ve Vinicius'u oyuna aldı. Ama Karagümrük maçı önde götürmenin öz güveniyle hatasız bir savunma yaptı. Antalya maçından sonra Okan Buruk'a, Zaha'yı sormuştum şöyle demişti: "Sonradanoyuna girdiğinde motiveolamıyor, 11'de başlamakistiyor." Zaha'yı oyunda tutmak adına pozisyona giren, gol kaçıran Tete'yi çıkarmak bence hataydı. Zaha çok ruhsuz. Tamamenkendine oynuyor. Koşmuyor, adam kovalamıyor,ikili mücadeleye bile girmiyor. Okan Buruk, "Zaha'ya 15 gün önceden seni 11'de oynatacağım" dese bile G.Saray'a katkı yapamaz. Avrupa'dan sonra kupadan elenmek G.Saray gibi büyük bir takıma yakışmadı. Oyuncuların çoğu elini taşın altına sokmadı. Okan hocakendine fazla güvenip kağıt üzerindemaçı kazanmış gibi düşününce olansoğuk havada G.Saray'ı desteklemeyegelen cefakar taraftara oldu.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.