2. Dünya Savaşı'ndan sonra, ABD'nin liderliğinde kurulmuş olan küresel ekonomi-politik sistem veya küresel düzen, üzerine inşa edildiği değerler ve düzeni ayakta tutan tüm çok taraflı teşkilatlarla birlikte tarihi bir deprem yaşıyor. Bu derece ağır bir sarsıntıdan sonra mevcut sistemin, düzenin ayakta kalamayacağına herkes ikna olmuş durumda. Bu nedenle, artık 'hayli sancılı' geçeceği anlaşılmış olan 'yeni birküresel düzen'in inşa edildiği sürece geçmiş durumdayız. 1990'lardan bu yana savunucu olan kanaat önderleri ve uluslararası platformlar aracılığıyla adeta yüceltilmiş olan 'Küreselleşme 2.0' derin bir çöküş yaşarken, çok kutuplu bir dünyada derinleşen 'ayrışma', diplomasi sanatına, diplomasinin çarpan etkisine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olduğuna işaret ediyor.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan küresel sistemin açıkçası temelden çatladığını; önde gelen tüm ülkelerde devletin toplumu ve ekonomiyi güçlendiren politikalara öncelik verdiğini, tüm dünyanın şiddetlibir kasırgaya hazırlandığını vurgularken, bu zorlu süreci en iyi okuyan en iyi yöneten ülkelerden birisinin Türkiye olduğunun altını çiziyor. Cumhurbaşkanımızın güçlü, kararlı ve vizyoner liderliğinde, 500. yılını idrak etmekte olan Türk Hariciyesi de, Türkiye'nin masada ve sahadaki insani, girişimci diplomasi becerisine küresel ve bölgesel ölçekte her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu tüm gerçekliğiyle ortaya koymakta. Sayın Cumhurbaşkanımız da geçmişte farklı sebeplerle küresel rekabette minder dışına itilen ülkemizin, yeni dönemin kurucuaktörlerinden birisi olduğunu hatırlatıyor. Türkiye artık icazet alan değil, icazeti alınanülke.
Türkiye senaryosunu kendi yazdığı oyunları oynayan ülke konumuna geldi. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın da belirttikleri üzere, batılı güçlerin hiç hoşuna gitmese de, 'oyun kurucu' yeni Türkiye'yi benimsemek zorundalar. Türkiye, sadece batıyla, Atlantik İttifakı ülkeleriyle değil; aynı zamanda Türkiye ile güçlü ticaret ve siyaset bağları kurmak, Türkiye ile kucaklaşmak, uzun soluklu bir stratejik işbirliğine yoğunlaşmak isteyen KüreselGüney ülkeleriyle de tarihi bir paradigmadeğişimi yaşıyor. Türkiye artık küresel sistemin 'şampiyonlar ligi'nde olan, yeniden kurulan küresel düzendeki proaktif rolünün bir parçası olan uluslararası platformlara da imza atan bir ülke. Bu platformlardan birisi de bugün dördüncüsü başlayan Antalya DiplomasiForumu. Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde ve Dışişleri Bakanlığımızın ev sahipliğinde, 4'üncü Antalya Diplomasi Forumu'nda 140'ı aşkın ülkeden yirmiyi aşkın devlet ve hükümet başkanı başta olmak üzere, dört bini aşkın seçkin konuk ağırlanacak.
Söz konusu ülkelerden elliyi aşkın dışişleri, yetmişi aşkın bakan, altmış üst düzey uluslararası kuruluş temsilcisi ile aralarında öğrencilerin de bulunduğu 4 bini aşkın konuğun katılacağı Forum'da, elliyi aşkın oturumda, Orta Doğu'dan Asya- Pasifik'e, Afrika'dan Latin Amerika'ya uzanan geniş bir coğrafyanın temelöncelikleri olarak, iklim değişikliği, terörizmle mücadele, insani yardım, dijitalleşme, gıda güvenliği ve yapay zeka dahil olmak üzere küresel gündemin öne çıkan başlıkları masaya yatırılacak. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan'ın katılımlarıyla, ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Gazze Temas Grubu Toplantısı, Türkiye- Bosna Hersek-Hırvatistan Üçlü Danışma Mekanizması Dışişleri Bakanları Toplantısı ve Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması Toplantısı'nın da gerçekleşmesi öngörülüyor. 'Ayrışan Dünya'da ortak insani değerler altında ülkeleri sürdürülebilirbarış altında birleştirmek adına, Türk Hariciyesinin gücü ve etkisine şahit olacağımız Forum'un yankılarını yakından takip edeceğiz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.