Küresel talep artışı, enerji güvenliğini önceliklendiriyor
Bunca küresel ve bölgesel jeopolitik gerginlik ve küresel çok taraflı sistemdeki parçalanmışlığın ortasında, hem enerji güvenliği, hem de sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik küresel eylem planlarını hızlandırmak ciddi risklerle karşı karşıya. Rapor, önümüzdeki dönemde devam edecek ve enerji güvenliğini tehdit edecek gelişmeler ışığında, mevcut yakıt türlerinin yanı sıra, yeni nesil yakıt ve enerji üretim teknolojinin geliştirilmesinin vazgeçilmezliğinin yanı sıra, yoğunlaşan petrol ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) arz-talep dengesine, başta güneş panelleri ve piller olmak üzere kimi önemli temiz enerji teknolojileri için büyük üretim kapasitesi sıçrayışına da değinmekte. Rapor, küresel enerji arz fazlalığının zaman zaman yoğunlaşacağı ve hem hükümetlerin, hem de hükümetlerin enerji maliyetlerinde rahatlayacağı dönemlerin, temiz enerji yatırımlarına geçişi hızlandırmak için bir fırsat penceresi sunduğuna da işaret ediyor. Temiz ve yenilenebilir enerji yatırım hamlesi her ne kadar beklenen ölçüde hız kazanmamış olsa da, mevcut politikalarla dahi, daha düşük emisyonlu enerji kaynakların 2030'dan önce dünyanın elektrik ihtiyacının yarısından fazlasını üretecek hale geleceğini ve üç fosil yakıta (kömür, petrol ve gaz) bu dönemin sonunda zirveye ulaşacağının tahmin edildiğini ortaya koyuyor.
Temiz ve yenilenebilir enerji, enerji sistemlerinde benzeri görülmemiş bir hızla atılımlar hızlanmış olsa da, önde gelen ülkeler ve enerji dağıtım altyapısı, dağıtım teknolojileri ve enerji pazarları arasında hala tekdüze olmaktan çok uzak. Elektrik kullanımı son on yılda toplam enerji talebinin iki katı hızda arttı ve son on yılda elektrik talebindeki küresel art-ı şın üçte ikisi Çin'den gelmiş durumda. IEA, önceki raporunda da, son raporunda da küresel enerji sisteminin geleceğinin elektrikte olduğunu ve artık bunun herkes tarafından görülmesi gerektiğini açıkça hatırlatıyor. Rapor, enerji tarihinde Kömür Çağı ve Petrol Çağına tanık olunması sonrasında, bugün ve gelecekte küresel enerji sisteminin ilerleyişini tanımlayacak ve giderek daha fazla temiz enerji kaynaklarına dayanacak olan Elektrik Çağına doğru hızla hareket edildiğini vurguluyor. Rapor, birçok küresel enerji trendinde olduğu gibi, Elektrik Çağına geçişte Çin de olup bitenlerin önemli bir etkisi olduğuna işaret ederek, İster dev enerji yatırımları hamlesi, ister fosil yakıt talebi, ister elektrik tüketimi, ister yenilenebilir kaynakların dağıtımı, ister elektrikli araç pazarı veya temiz teknoloji üretimi, artık neredeyse her enerji hikayesinin aslında bir Çin hikayesi olduğu bir dünyada olunduğunu ifade ediyor.
Çin'in güneş enerjisi alanındaki genişlemesi bugün öyle bir hızla ilerlemekte ki, 2030'ların başında Çin'in güneş enerjisi üretimi tek başına ABD'nin bugünkü toplam elektrik talebini aşabilecek noktaya gelecek. Küresel elektrik talebindeki büyümenin önümüzdeki yıllarda daha da hızlanması, günümüzün politika süreçlerine dayalı bir senaryoda, her yıl küresel elektrik kullanımına Japonya'nın mevcut enerji talebinin eşdeğeri bir enerji talebinin eklenmesi; ulusal ve küresel hedefleri karşılayan senaryolara bağlı olarak daha da küresel enerji talebinin daha da hızlı artması raporun değindiği diğer kritik öngörüler. Buna karşılık, temiz enerjiye geçiş ciddi ivme kazanmış olmasına rağmen yeryüzü net sıfır hedefleriyle uyumlu bir gidişattan hala çok uzakta. IEA'nın raporuna göre, yenilenebilir enerji kaynaklarının ve elektrikli mobilitenin büyüme hızı, LNG'ye olan talebin ne kadar hızlı artabileceği, sıcak hava dalgalarının geleceği, verimlilik politikaları ve yapay zekanın (AI) enerji alanındaki yükselişine ilişkin analizler, ileriye dönük elektrik talebi öngörüleri üzerinde etkili olacak. Ancak, küresel emisyon azalmaz ve yüzyılın sonuna kadar dünyanın küresel ortalama sıcaklıklarda 2,4 °C'lik bir artışa doğru giderse, önümüzdeki dönemde enerji güvenliği riskleri ile iklim değişikliği arasındaki ayrılmaz bağlantı daha da derinleşecek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)
- 2025’e doğru küresel risk tartışmaları (04.11.2024)
- GOE’ler artık küresel gelişmelerin rehinesi değil (01.11.2024)
- Cumhuriyetimizin bağımsızlık düsturu ve küresel rekabet (30.10.2024)