Yerli sermaye ‘milli’ menfaatlere odaklanmalı
Ortalama yaşam standardının en kötü senaryoda 40 bin doları aşmasının beklendiği, en kötü senaryoda dahi çalışan nüfusu 47 milyona yükselecek bir Türkiye. Bugün 29 milyon istihdam edilen nüfus ile 830 milyar dolarlık üretim yapan Türkiye, kişi başına verimliliği 2 kat artıracak yapısal reformlarla, 2030'da 1.7-2 trilyon dolar düzeyinde, 2050 'de ise, 4 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklüğü, katma değeri üretiyor olacak. Türk sermayesi, şunu kendilerine sormalı: 'Türkiye'nin bugünü ve geleceğine güven duyarak, uluslararası kurumların raporlarına da yansıyan bu ekonomik gerçeklerin ışığında, kendi ekonomimize sahip çıkacak mıyız; yoksa, globalistlerin algı operasyonlarına yenik düşüp, gelecekte Türkiye Ekonomisi'ne sahip çıkmadığımız için bin pişman mı olacağız?'
Önümüzdeki 30 yıl, Türkiye'de şirketlerin cirosunu en az 5 kat büyütecek, şirketlerin değerini en az 10 kat artıracak bir gelecek bizi beklerken, postmodern emperyalistlerin, globalistlerin algı tuzağına düşüp, servetlerimizi, yatırımlara yönelecek öz kaynaklarımızı başka ülkelerin finans kurumlarının, finans sisteminin emrine teslim edersek, 2030'da 'Afro-Asya hinterlandı' 10 trilyon dolarlık yaşam standardı sıçraması gerçekleştirdiğinde, Türkiye'yi küresel üs yapacak uluslar üstü şirketler, bizlere, Türk sermayesine, Türk şirketlerine kendi coğrafyamızda nal toplattıracak. Türk sermayesinin, Türk şirketlerinin globalistlerin tezgâhında, ABD'deki malum dava üzerinden, globalistlerin kontrolündeki medya üzerinden uluslararası ekonomi-politik gündemi okumak gibi bir hataları olamaz, olmamalı.
Çünkü Afro-Asya hinterlandında 'sürdürülebilir' kalkınma süreci hız kazandığında, Türkiye tarım şirketleriyle, imalat sanayi kuruluşlarıyla, inşaat şirketleriyle, hizmet sektörü kuruluşlarıyla bu coğrafyadaki tüm fırsatların en öncelikli muhatabı olacak.
Önümüzdeki 10 yılın tarihi fırsatlarını, Türk şirketlerinin Avrasya'da büyük işler başaracağı mega projeleri, Türkiye'nin ihracatını önce 250, ardından 350 milyar dolara; uluslararası müteahhitlik hizmetlerinin toplam hacmini önce 100, ardından 250 milyar dolara taşıyacak bir ekonomik canlılığı, kimi uluslararası yapıların, kimi ülkelerin bize dayattığı gündemin girdabına kapılıp kaçırmak büyük bir talihsizlik olur. Gün, Türkiye'nin bugün ve geleceğine güven duyarak, milli menfaatlere odaklanma, yerli öz kaynakları ve serveti güçlendirme günüdür.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Küresel Güney’le işbirliğini derinleştirme dönemi (27.11.2024)
- Türkiye’nin kalkınmasında ‘tam bağımsızlık’ dönemi (25.11.2024)
- Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü (22.11.2024)
- Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış (20.11.2024)
- G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele (18.11.2024)
- İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım (15.11.2024)
- Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ (13.11.2024)
- ‘Rasyonelleşme’mi daha derin ‘parçalanma’mı? (11.11.2024)
- 2025 için temel uyarı: ‘Beklenmeyeni Bekleyin’ (08.11.2024)
- 2025 için ‘dirençli ekonomi’ hazırlıkları (06.11.2024)