Uluslararası Aile Sempozyumu
Endonezya'dan Cezayir'e, Rusya'dan ABD'ye uzanan 60 akademisyenin Bilim Kurulu'nda yer aldığı sempozyumda aile kurumuna yönelik saldırılar, bu saldırıların nasıl bertaraf edileceği ve ailenin hak ettiği konuma nasıl yükseltileceği konuşuldu. Gaziantep Üniversitesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen sempozyuma toplam 15 ülkeden 100 uzman katıldı.
Sapkınlık siyasetinin önce bilim, sonra kültür endüstrisinin çarklarından çıkıp siyasete sirayetinin ardından nihayet hukuka hâkim hale gelerek yasalar eliyle üzerimize dayatıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Söylemsel üstünlük de siyasi hegemonya da onlardan yana. Maalesef artık aile sorunların çözüldüğü bir merkez olarak değil, bilakis tüm sorunların merkezi olarak görülüyor. Anne baba ile evlatların, karı kocanın birbirleriyle uyumlu olması ve saygı göstermesi bir acziyet olarak tanımlanıyor. Üstelik bu fırtına dini, siyasi, kültürel ya da ekonomik farklılığı olan geniş kitleleri etkisi altına almış durumda. Böyle bir konjonktürde aile müessesesini korumak için harekete geçen, elini taşın altına koyanlara saygı duymak gerekiyor.
Sempozyuma katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, "Cinsiyetsizleştirme politikalarının ve dijital dünyanın çocuklara empoze ettiği sapkın içeriklerin aile kurumunu tehdit ettiğine" değindi. İstanbul Aile Vakfı Yöneticisi Turgay Şirin'in akademik riyasetinde düzenlenen sempozyumda aileyi koruma mücadelesinin yol haritası tartışıldı.
Sorunun akademik bir uğraştan ziyade tabana yayılması gerektiği ve farkındalığın yükseltilmesinin önemi anlatıldı. Zira ailenin korunması sadece entelektüel bir uğraş değildir. Türkiye'nin tüm güncel meselelerinin önünde duran, üzerinde toplumsal ve toplumlar arası bir mutabakatla mücadele edilmesi gereken bir sorundan bahsediyoruz.
Nitekim sempozyuma katkı sunanlar da üstlendikleri sorumluluğun farkında olarak 16 maddelik sonuç bildirgesi ortaya koydu. Filistinli ailelere ithaf edilen sonuç bildirgesinde, Birleşmiş Milletler sürdürülebilir kalkınma hedeflerine "Sürdürülebilir Ailenin Korunması" maddesinin eklenmesi talep edildi. Bu oldukça önemli bir hedef; çünkü bugün geldiğimiz noktada Batılı ülkeler aileyi parçalamayı bir devlet politikası haline getirmiş durumdalar. Sapkın siyasetiyle mücadele eden Afrika ülkelerine insani yardım yapmanın bile engellendiği bir zamanda yaşıyoruz. Çocukların cinsiyet değiştirmesini teşvik eden, buna karşı çıkan aileleri cezalandıran ABD'nin BM'de böyle bir oluşumun önüne geçmek için var gücüyle uğraşacağını biliyoruz.
Uluslararası Aile Sempozyumu'nun sonuç bildirgesinde yer alan bir diğer önemli maddede "Aileye yapılan saldırıyı dünya milletlerinin aileleriyle beraber önlemek için muhtelif ülkelerdeki üniversitelerle ve araştırma merkezleriyle işbirliği yapılması" çağrısı da yer aldı. Zira önümüzdeki tehdit, tüm insanlığa yönelik. Bunun için topyekûn mücadele edilmesi önemli.
Günü kurtarmaya çalışırken, yarınların elimizden alınmasını engellemek için mücadele eden herkese teşekkür ediyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Trump müesses nizamla savaşırsa dünya kazanır (08.11.2024)
- Avrupa’ya sızan İsrail casusları (06.11.2024)
- ‘Kutsal işgal’ (05.11.2024)
- Göbeğimizi kendimiz keseceğiz (01.11.2024)
- Trump mı, Harris mi? (30.10.2024)
- Cehennem odunu (22.10.2024)
- Discord ve ebeveynler (11.10.2024)
- Ambargo böyle kaldırılır (09.10.2024)
- 7 Ekim’de başlamadı (08.10.2024)
- Esas gündem (04.10.2024)