Yer yerinden oynadı. Yaşadığımız, kelimenin tam anlamıyla küçük bir kıyametti. Depremler sebebiyle kara levhalarıyılda maksimum 30 santimetreyerinden oynarken, biri 7.7 diğeri7.6 olmak üzere dokuz saat araylaülkemizi vuran iki büyük depremAnadolu levhasını tam 3 metreyerinden oynatmış oldu. SadeceCumhuriyet tarihimizin değil, bu topraklarınbin yıllık tarihi içinde gerçekleşenen büyük afetlerden biri ile karşı karşıyayız.
Yabancı basına demeç veren deprem uzmanlarının konu hakkındaki açıklamalarına baktığımızda da asırlık değil, bin yıllık nadir bir doğal afetle sınandığımızı daha net görebiliyoruz. Size açıklayıcı bir pasaj aktarmak istiyorum:
"Bu hangi tip depremdi?
Araştırmacılara göre, bu bir doğrultu atılımlı deprem; yani 2 tektonik plakanın yatay olarak birbirinden kaymasıyla oluşuyor. Yerküre iki farklı parçaya bölünüyor, 'Bir çeşit yapboz gibi' diyor Missouri Üniversite'sinden sismolog Eric Sandoval.
Bu parçalar, plakaların genellikle yavaşça birbirine sürttüğü fay hatlarıyla buluşuyor. Fakat bir kere gerilim oluştu mu birbirlerine hızlıca çarpıp geçiyorlar ve ortaya ciddi miktarda bir enerji çıkartıyorlar. Bu durumda, bir plaka batıya giderken öbürü doğuya gitmiş oluyor -birbirlerine sürterek depremi oluşturuyorlar."
Peki, "Bu deprem neden bukadar yıkıcıydı?" sorusuna ne dediklerine bakalım:
"İngiliz jeolog Margarita Segou'ya göre deprem çok sarsıcıydı -özellikle bu şekilde yüzeye vuran bir deprem için. Tipik olarak çok güçlü depremler su altında vuku bulur. (Genelde Japonya'da örneklerini gördüğümüz gibi -H.K.) Bu deprem özellikle yıkıcılığını gösterdi, çünkü çok derinde olmadı. Yüzeysel depremler daha geniş alanlarda daha yıkıcı oluyor."
Yani hem yüzeye yakın hem tamamen karada hem de geniş alanda gerçekleştiği için benzerine çok nadir rastlanan bir felaketti bu. Üstelik dokuz saat arayla iki sefer gerçekleşti.
Anadolu, 3 metre yerinden oynadı.
Beraberinde binlerce canımızı aldı, ardında binlerce enkaz bıraktı, hayalleri kara toprağa gömdü.
Devletimiz 53 bin 317 arama kurtarma görevlisi ile 8 binden fazla vatandaşımızı sağ olarak kurtarmayı başardı. Savaş gemilerimizden Cumhurbaşkanlığı uçaklarına, doktorlarımızdan tercümanlara dek herkes teyakkuz halinde.
Biz çok istisnai güçte bir milletiz.
İnşallah bunun da altından kalkacağız.
Fakat daha yolun başındayız.
Yardımlarımızda süreklilik şart olduğu gibi yetkililerin yönlendirmesi dahilinde işleri zorlaştırmayacak şekilde bölgeye intikal ettirilmelerini de sağlamak şart.
Bin yılda bir karşılaşılan buimtihanı da en az hasarlaatlatmak için tambir seferberlik halindeolmamız, ne kadargüçlü bir millet olduğumuzunda kanıtı. Yaralarımızı saracağımızdan ve bu felaketten daha güçlü çıkacağımızdan hiç şüphem yok.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.