Doğalgaz krizinin anahtarı artık Türkiye’nin elinde
21.12.2022, Çarşamba
Her şey ekim ayı sonunda, Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin'in çok kritik bir açıklamasıyla başladı.
Astana'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya gelen Rus lider, tüm dünyanın -özellikle de Ukrayna Savaşı sonrası doğalgaz kriziyle baş başa kalan Avrupa'nın- gözlerini Türkiye'ye çevirecek şu sözleri sarf etti:
"Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine gaz sevkiyatı yapıyoruz. Türkiye, AvrupaBirliği'ne gaz sağlamanın en güveniliryolu olabileceğini kanıtladı. Türkiye'debir doğalgaz dağıtım merkezi oluşturmayahazırız. Bu merkez, sadece gaz sevkiyatı için değil, fiyatının belirlenmesi için bir platform olabilir; çünkü fiyatlandırma konusu çok önemlidir. Fiyatlar bugün uçuk durumda. Fiyatları, siyasallaştırmadan piyasaseviyesinde düzenleyebiliriz."
İki lider Türkiye'de bir doğalgaz merkezi kurulması teklifini Astana'daki zirvede ele aldı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bu teklife sıcak baktığını Astana dönüşü gazetecilere şu ifadelerle anlattı:
"İfade edildiği şekliyle, böyle bir dağıtım merkezi için Trakya en önemli yer olarak görülüyor. Biz başta Enerji ve TabiiKaynaklar Bakanlığımıza ve Rusya tarafındailgili kuruma müşterek bir çalışmayapmaları talimatını Sayın Putin ileverdik. Orada bu çalışmayı yapacaklar. En uygun yer neresiyse bu dağıtım merkezini orada inşallah kurmuş olacağız. Bizim ulusal anlamda bir dağıtım merkezimiz var ama tabii şimdi bu uluslararası bir dağıtım merkezi olacak."
Bu sözlerden kısa bir süre sonra 16 Aralık'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan, Silivri'de yeraltı doğalgaz depolama merkezinin açılışını yaptı. Altını önemle çizmekte faydavar: Bu merkez alanında Avrupa'nın enbüyüğü. Erdoğan bu törende bir kez daha vurguladı: "Adımlarımızı attık, atıyoruz ve böylece özellikle Trakya, doğalgazda, enerjide bir hub haline gelecektir." Tarihlere bir kez daha göz atmanızırica ediyorum. Ekim ayının sonundakonuşulan bir tekliften yaklaşık birbuçuk ay sonra Avrupa'nın en büyükyeraltı doğalgaz depolama merkezininaçılması, Türkiye'nin bir enerji hub'ınadönüşme konusundaki ciddiyeti vekapasitesini tüm çıplaklığıyla gözlerönüne seriyor.
Peki neden Türkiye? Putin'in yukarıda aktardığım açıklamaları aslında her şeyi ortaya koyuyor, ancak biraz daha açmakta fayda var. Ukrayna Savaşı'ndan sonra Türkiye'nin ortaya koyduğu arabuluculuk başarısı, ekonomik kazançları da beraberinde getirdi. Türk diplomasisi hem Batı hem de Rusya nezdinde rüşdünü ispat etti. Putin'in ifadesiyle, Erdoğan 'sözünün eri' bir lider ve Ukrayna'dan çıkartılan tonlarca tahılın sadece Avrupa'ya değil, Afrika ülkelerine de ulaştırılmasının mimarı. Haliyle de gıda, enerji gibi hayati konuların -Putin'in deyimiyle- siyasallaşmasının önüne geçen bir aktör. Türkiye'nin enerji atağı sadeceRusya üzerinden ilerlemiyor.Türkmenistan'ın zengin doğalgaz rezervleriniTürkiye üzerinden Avrupa'yaulaştırmak da bir diğer hedef. Türkiye,Azerbaycan ve Türkmenistan'ın geçen haftabir araya geldiği 'Avaza Zirvesi' bu planınmasaya yatırıldığı yer oldu. Erdoğan, "Hazargazını Avrupa'ya taşıyoruz. Türkmendoğalgazının da Batı pazarlarına naklineyönelik çalışmalara artık başlamamızgerekiyor" ifadeleriyle planını masayasürdü.
Daha büyük perspektiften bakacak olursak, Türkiye'nin asıl hedefi enerjide dışa bağımlılığı büyük oranda azaltmak. Cumhurbaşkanı Erdoğan hedefi şöyle belirledi: "Enerji vizyonumuzu, 2053 yılındabirincil kaynaklarda dışa bağımlılığımızıyüzde 71'den yüzde 13'e indirecekşekilde belirledik; hedeflerimizi bunagöre oluşturuyor, yatırımlarımızı bunagöre planlıyoruz."
Karadeniz'de bulunan gaz rezervleri, Akdeniz'de bölgesel güçlerin tüm engelleme çabalarına rağmen doğalgaz arayışı, nükleer güce yapılan yatırımlar: Hepsi bu planın bir parçası...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.