HİLÂL KAPLAN

Bir ADAM çıkar...

Tıka basa dolu bir salon. Yönetmenler, oyuncular, senaristler, kanal yöneticileri, velhasıl sinema dünyamızın önde gelen isimleri orada. Herkes çok elit, her şey pek steril.
Yönetmen Alper Özcan kürsüde konuşmasını yapıyor ve ödülünü "Sadece barış dediği için hapse atılan" diye tanımladığı Şebnem Korur Fincancı'ya ithaf ediyor. Meğer Fincancı, PKK kanalında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kimyasal silah kullandığını söylememiş, Öcalan'a özgürlük kampanyalarına katılmamış, hendek operasyonları sırasında öldürülen teröristler için "Çocukları öldürdüler" diye yalan söylememiş, Almanya'da örgütün düzenlediği toplantılara iştirak etmemiş de başında halesi eksik bir melekmiş!
İşte onca insan kalabalığının içinden bir ADAM -çok mu 'eril' oldu?- çıktı, yerinden kalktı ve "O kadın TSK'ya iftira attı" diyerek hakikati yüzlerine çarptı. O adamın adı Burak Haktanır.
Oyuncu Haktanır, önce ödül alanların, sonra da sunucu Korhan Abay'ın sözlü tacizine maruz kaldı. Hatta Abay sanırım kendisine en çok yakışan sıfatı tekrarlamak ihtiyacı duyarak "Zıpçıktı" bile diyebildi. Tepkisini gösteren Haktanır salonu terk etti. Fakat muhafazakâr-milliyetçi camiadan onca insanın da olduğu o salonda hem yalnız başına sesini yükseltti hem de salonu yalnız başına terk etti. Belki olan bitenden daha acısı da buydu.
Şimdiye dek anlatmadım ama ben de Trump'a "YPG elebaşını ağırlayacak mısınız" diye soru sorduğumda yine bizim camiadan bir isim yanıma gelerek, "Keşke sormasaydın" diyebilmişti. Belli alanlardaki makûs talihimiz işte bu özgüven eksikliği, bu sinmişlik yüzünden değişmiyor. Burak'ın yaşadığı yalnızlık da bundan farklı değil.
Ancak o yalnızlık uzun sürmedi ve hem sosyal medyadan hem de medyadan ve toplumun farklı kesimlerinden büyük destek aldı. Hatta Meclis Başkanı'mız Mustafa Şentop kendisini telefonla arayarak tebrik etti. Bugün de Milli Savunma Bakanımız Hulusi Akar ve İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu tarafından ağırlanacak. Bunlar güzel gelişmeler, zira Burak'ın sesine ses olmak hepimizin görevi.
Karanlığı aydınlatmaya bazen tek mum yeter mi; bilmiyorum. Ama "hak tanımazlara" karşı Burak Haktanır'ın yanında olduğumu tarihe not düşmek istedim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.