Sığınmacılar meselesi
Sosyal medyada ismi "Suriyeliler Halk Platformu" isimli bir hesaptan provokatif paylaşımlar arka arkaya geldi. Mesela birinde Hatay ve Gaziantep'te Türk kalmadığını, tüm Suriyelilere Türk vatandaşlığı dağıtıldığını iddia ediyorlardı. Ancak bu hesabın bizzat PKK'lılar tarafından açıldığı İçişleri Bakanlığı tarafından kamuoyu ile paylaşıldı. Fakat maalesef İYİP'in küfürbaz vekili gibi kamuoyunun yakından tanıdığı bazı isimler, bu hesabı sığınmacılar tarafından açılmış gibi yansıtarak kendi siyasetine alet etti. Sığınmacı varlığının bir sorun haline geldiğini kimse inkâr etmiyor. Ancak bu sorunu halkı kışkırtmaya elverişli zemin olarak kullanan "çok kimlikli" etki ajanlarına da dikkat etmek gerekiyor.
Göç İdaresi'nin açıkladığı rakamlara göre, şimdiye dek yarım milyon Suriyeli, muhalefetin karşı çıkmasına rağmen Suriye'de Özgür Suriye Ordusu ile birlikte ordumuzun özgürleştirdiği topraklara geri döndü. Nitekim devletin zirvesinden açıklandığı üzere bir yıl içinde 1 milyon Suriyelinin daha geri dönüşü devlet tarafından sağlanacak. Pakistan ve Afganistan'dan gelenlerin iade süreci ise hızla devam ediyor. Sosyal medyada sapık paylaşımlar yapanlara zaten anında müdahale edilip gereği yerine getiriliyor. Birkaç rakam vermek gerekirse, örneğin 2021 yılında yakalanan Pakistanlı sayısı 13 bin 261 ve geri gönderme oranı % 81. Yine 2016 yılından bu yana yakalanan düzensiz göçmen sayısı 1 milyon 423 bin.
Ayrıca ülkemizdeki Suriyeli sığınmacı sayısı 3 milyon 762 bin 686. Bir eski vekil, 10 milyon bile diyebildiği için net rakamı paylaşma gereği duydum. Bunlardan vatandaşlık hakkı kazanan 87 bini çocuk olmak üzere yaklaşık 200 bin. Oy kullanacak yaşta olan ise sadece 113 bin. Toplam girişi engellenen göçmen sayısı ise 2.5 milyondan fazla...
Şunu da not düşmek gerekir ki sosyal medyada dolaşan ve Sultanahmet gibi turistik mekânların civarından paylaşılan görüntülerdeki kalabalığın büyük çoğunluğu İslâm coğrafyasından gelen turistler. Pandemi sonrası turist sayısında patlama beklenen ülkelerden biri olduğumuz için milyarlarca döviz girdisi sağlayan turizme sektörüne sekte vurmak isteyenlerin de bu görüntüleri kötüye kullanması ihtimalini göz ardı etmemek gerekir.
***
"Mesele doğum oranları. Mesele doğum oranları. Mesele doğum oranları." Beş yıl önce bir cuma namazı vakti, Yeni Zelanda'daki iki camiye terör saldırısında bulunan terörist Brenton Tarrant'ın saldırıyı meşrulaştırmak için öncesinde yayınladığı "manifesto" böyle başlıyordu. Müslümanlar çok doğuruyor, Beyaz Avrupalının ülkesini sessizce işgal ediyor ve nüfusu değiştirmeyi planlıyorlardı. Arapça'ya dair olan her şey yasaklanmalı, Araplar ve Türkler öldürülmeliydi.
İlham aldığı "öncü" terörist olan ve Müslümanlarla bir arada yaşamı savunan değerleri benimsedikleri için kıstırdığı adada 71 genci birden öldüren Norveçli terörist Anders Breivik'in "manifestosu"nun başlığı ise "Büyük Yer Değiştirme" idi. Müslümanlar, giderek Beyaz Avrupalının yerini almaya başlıyordu ve "büyük yer değiştirme" olmaması için "büyük temizlik" yapılıp Müslümanların toptan deport edilmesi, daha iyisi(!) infaz edilmesi gerekiyordu.
Sığınmacı varlığının soruna dönüştüğü alanlardan şikâyet etmek, yetkililerden önlem alıp gerekli düzen politikasını uygulamasını talep etmek başka; yalanlar uydurarak, rakamları iki-üç katıyla çarpıp vererek dezenformasyonla halkı adeta iç savaşa kışkırtmak başka.
Avrupa'daki soydaşlarımız söz konusu olunca Almanya'daki Alternative für Deutschland, Avusturya'daki Freedom Party ya da Fransa'daki Rassemblement National'dan şikâyet edeceğiz ama ülkemiz söz konusu ise bire bir bu Nazi artıklarıyla aynı frekanstan konuşacağız, öyle mi? Hayır, biz Müslüman Türk'e yakışan şekilde bu sorunu aşacağız. Sağduyuyla, ecdadın mirasına layık biçimde ve güvenlik güçlerini düzeni sağlamaya çağırarak...
Breivik-Tarrant ikilisi ile arasında zihniyet farkı olmayan, tek farkı ellerine silah alacak "cesareti" olmayıp o silahı sizin doğrultmanız için provokatörlük yapan "özel" şahıslara aman dikkat...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Trump müesses nizamla savaşırsa dünya kazanır (08.11.2024)
- Avrupa’ya sızan İsrail casusları (06.11.2024)
- ‘Kutsal işgal’ (05.11.2024)
- Göbeğimizi kendimiz keseceğiz (01.11.2024)
- Trump mı, Harris mi? (30.10.2024)
- Cehennem odunu (22.10.2024)
- Discord ve ebeveynler (11.10.2024)
- Ambargo böyle kaldırılır (09.10.2024)
- 7 Ekim’de başlamadı (08.10.2024)
- Esas gündem (04.10.2024)