Mart 2021'den beri CIA Direktörü olan William Burns, 2008 yılında ABD'nin Rusya Büyükelçisi idi. Wikileaks, Burns'ün Moskova'dan "merkeze" geçtiği "Hayır, Hayır demektir: Rusya'nın NATO genişlemesine karşı kırmızı çizgileri" başlıklı raporunu ifşa etmişti. Raporda şöyle deniyordu:
"Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO beklentileri sadece Rusya'nın canını sıkmakla kalmıyor, bölgedeki istikrarın sonuçları hakkında da ciddi endişeler doğuruyor. Rusya sadeceçevresinin kuşatıldığını ve bölgedekietkisinin zayıflatıldığını algılamakla kalmıyor,aynı zamanda güvenlik çıkarlarınıciddi şekilde etkileyecek öngörülemeyenve kontrolsüz sonuçlardan da korkuyor. Uzmanların bize söylediğine göre Rusya'nın özellikle endişe duyduğu bir konu var. Bu da Ukrayna'nın NATO üyeliği konusundakigüçlü bölünmelerin ve Rus kökenli vatandaşlarınçoğunun üyeliğe karşı olmasınınşiddeti ile en kötü ihtimalle iç savaşıçıkarması durumudur. Böyle olursa eğer Rusya müdahale edip etmeyeceğine karar vermek zorunda kalacak ki bu da Rusya'nın yüzleşmek istemediği bir karar."
Ayrıca Gürcistan veya Ukrayna gibi Rusya ile sınırı olan ülkelerin NATO'ya alınmasının o ülkeleri ikiye böleceği, şiddet ve hatta iç savaşa yol açacağı, Rusya'nın da müdahale edip etmemek kararı ile baş başa kalacağını da belirtiyordu. Yani ABD, başından beri Rusya'nın NATO ülkeleri tarafından çevrelenme politikasına vereceği yanıtı da, bunun doğuracağı sonuçları da, Rusya müdahalesine kapı aralayacağını da biliyordu. Gürcistan ve Ukrayna'ya NATO üyeliği vaadini tekrarlayan da hep Amerikan Başkanları oldu. 2004 yılında Rusya'nın sınır komşusu olan Estonya ve Letonya'yı Rusya henüz zayıf haldeyken üye yaptılar. Hatta Rusya, Ukrayna'ya girmedenhaftalar önce sınırına sadece iki saatuzaklıkta İngiliz ve Fransız birliklerini deiçeren NATO kuvvetleri Estonya'da askeritatbikat bile yaptılar. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, işgalden bir hafta önce Ukrayna'nın NATO'ya üye kabul edilmeyeceğini ilan etmeye çağırdı ve çağrı karşılık bulmazsa sonuçları olacağına dair uyardı.
Gürcistan meselesi 2008'de patladı. Abhazya ve Güney Osetya koparıldı. Hikâyenin Ukrayna kısmıysa Gezi benzeribir ayaklanma ile halkın seçtiği liderdüşürüldükten sonra 2014'teki Rusyamüdahalesi ile yazılmaya başlandı. Bugün o sürecin patlama zirvesini yaşıyoruz.
Diyeceğim o ki Ukrayna'nın hikâyesi anlatıldığı kadar tek taraflı değil. Rus yayılmacılığından bahsettiğimiz kadar ortada bir NATO yayılmacılığı olduğunu da görmeliyiz. Rusya'yıbilerek kışkırttılar. YPG'ye verdikleri ağırsilahları vermedikleri Ukrayna'ya vaatlerverdiler. Ortalık ateş yerine dönünce de dolaylı destek veriyorlar. ABD, ekonomik yaptırımlar ve savaşmaliyeti ile Rusya'yı zayıflatmak istiyor.Çin'e yönelmeden önce müttefikiyleişe başladı. Ayrıca NATO-AB uyumunugüçlendirmek istiyor. Bunu şimdilik eldeetmiş de görünüyor.
Duygusal bir milletiz. Çabuk tepki veririz, çabuk sahipleniriz. Ama her şey bize gösterildiği kadar siyah-beyaz değil; onu da bilesiniz. Meseleye sadece Türkiye'nin menfaaleri çerçevesinde yaklaşmalıyız. Ateş altındaki Ukrayna'yı desteklemek başka, menfaatimiz aleyhine Rusya ile kavgaya girişmek başka. Rusya ile kavgaya girişeceksek bile onun zamanını da şartlarını da devletimiz belirler; yıllardır YPG'yi semirtmekle meşgul küreselci efendiler değil!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.