RTÜK lisansı yetmez, “Yabancı Ajan” kanunu da uygulanmalı
14.02.2022, Pazartesi
Geçtiğimiz hafta Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Amerika'nın Sesi (VOA), DW Türkçe ve Euronews haber sitelerinin lisans başvurusu yapmaları kararı almıştı. Üst Kurul'un gerekçeli kararı internet sitelerinde yayımlanmasının ardından başvuru için 72 saatlik süre tanınacağı belirtilmişti.
CHP kontenjanından RTÜK üyesi olan İlhan Taşçı, Üst Kurul'un ilk kez uluslararası haber siteleri için denetim yetkisini kullanacağını, lisans başvurusunda bulunmayanların erişimlerinin engelleneceğini belirtmiş ve "Asıl hedef basın özgürlüğü ve çok seslilik. İstenen basın sussun, eleştirmesin" ifadelerini kullanmıştı.
Oysa Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkındaki Kanun, yani 6112 sayılı kanunun 29. maddesinin A bendinden ilgili kısmı okuduğunuzda, RTÜK'ün kanunen kendisinin uygulamasının mecbur bulunduğu bir durumu hatırlattığını görüyorsunuz: "Radyo, televizyon ve isteğebağlı yayın hizmetlerini sadeceinternet ortamından sunmakisteyen medya hizmet sağlayıcılarÜst Kurul'dan yayın lisansı, buyayınları internet ortamından iletmekisteyen platform işletmeleride Üst Kurul'dan yayın iletimyetkisi almak zorundadır (...) Bukuruluşların internet ortamındakiyayınlarına devam edebilmeleriiçin Türkiye Cumhuriyeti Devletininyargı yetkisi altındaki diğer kuruluşlargibi Üst Kuruldan yayın lisansı,bu kapsamdaki platform işletmecilerininde yayın iletim yetkisi almasızorunludur."
Öte yandan Amerika'nın sesi (VOA) sözcüsü Bridget Serchak da "Türkiye'dehükümetin haber kuruluşlarını susturmaçabalarının, tüm demokratiktoplumsal temel değeri olan basınözgürlüğünü ihlal ettiğini" söylemiş.
Halbuki Bridget Hanım kendi ülkesine baksa Daily China, Sputnik ve TASS gibi onlarca yayın organının bırakın yayın organı olarak tescilini, ülkesinde "Yabancı Ajan Kayıt Akdi" (FARA) çerçevesinde kayıt olması zorunluluğu olduğunu görecek. TRT'de halihazırda Amerika'da FARA'ya kayıt olması talep edilen ve mecburen kayıt olan yayın organlarımızdan birisi...
Üstelik FARA'ya kayıtlı iseniz, il dışına bile çıksanız bildirmek, kimlerle görüştüğünüzü devlete iletmek zorundasınız. Yani Amerika'da çalışan bir basın emekçisi gibi değil, adeta devlete çalışan bir yabancı ajan muamelesi görüyorsunuz. Ki çok da mantıksız değil. VOA'nın Amerikan, DW'nin Alman devleti çıkarlarını savunduğunu görmek için biraz okur-yazar olmanız kafi. Türkiye'nin Bridget Hanım'ın ülkesini bu konuda örnek alması gerektiğini beş yıl önce "Yabancı TemsilciKayıt Akdi çıkartmalıyız" yazımda ele almıştım.
DW'nin itirazındaki tutarsızlık da VOA'dan aşağı kalır değil. Almanya'nın en çok satan gazetesi BİLD'e, 2018 yılında çevrim içi yayınlarından ötürü lisans alma zorunluluğu getirildi. BİLD, hukuk içinde itiraz etti ve davayı kaybedip doğrusal yayın lisansına başvurdu. Üstelik daha geçen hafta DW, Avrupa'daki ifade özgürlüğünü eleştiren beş çalışanını işten kovdu. Ne hakkında bize ifade özgürlüğünü vereceklermiş; çok merak ediyorum. Dolayısıyla RTÜK'ün VOA, DW ve Euronews'dan lisans başvurma talebinin sadece hukuki zemini yok, aynı zamanda uluslararası karşılığı da var. Ve ben yine "el artırarak" çağrımı yineliyorum: Biz de Amerika'daki FARA benzeri bir uygulamayı bir an önce hayata geçirmek zorundayız.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.