"Ani kar yağışı" diyerek bahane üretmeye çalışıyor. Uzmanların günlerdir "kar fırtınası" diye uyardıklarını unutalım.
"Burası bizim yetki alanımız değil" diyor. İBB'nin Saraçhane'deki kendi binasının önünden geçen yolları bile kardan temizlemediğini unutalım.
"Ekiplerimizin hızlı müdahalesiyle" diyor. İBB'nin kar zinciri takılmamış kar küreme aracının(!) yolda kayıp dört aracı ezdiğini ve araç operatörünün 1.90 promil alkollü çıktığını unutalım.
"Trollerin fırsatçılığı" diyor. Ayazda 12 saat çocuğuyla, yaşlısıyla, hastasıyla mahsur kalmış halkımızın görüntülerini unutalım.
Murat Ongun'un kendi açıkladığı rakamlarla 2017'deki benzer fırtınada AK Parti İBB'sinin kullandığı malzemelere bakıyorum: AK Parti'nin 3 kat fazla tuz ve 26 kat fazla özel solüsyonla yollara müdahale ettiği ortaya çıkıyor. Çabucak unutalım.
"Yoğun çabalarımızla..." diyor. Bunu dediğinin akşamı Sarıyer'deki balık restoranında fotoğraflandığını, 3 saat boyunca İngiliz büyükelçiyle yemek yediğini, o sırada şahsına özel kar küreme araçlı konvoyun 20 dakikada bir restoran yolunun karını temizlediğini unutalım.
Özellikle de 12 saat karda mahsur kalmış vatandaşlar varken, büyükelçinin kendisiyle görüşmek için Ankara'dan geldiğini ve afetle mücadele kadar önemli bir toplantı yaptığını söylediğini de unutalım.
Daha önce İstanbul'u sel aldığında Bodrum'da görüntülendiğini, depremzedelerle buluşmasının hemen ardından kayak tatiline gittiğini de unutmuştuk zaten.
İmamoğlu siyasetini, milletimizin ne kadar "unutkan" olduğuna güvenmesinden ayrı okuyamıyorum. Haklı çıkmaz da diyemiyorum.
Yolları tuzlayamadı ama balığı tuzlu seviyormuş başkanım. Afiyet olsun.
***
TROLBAŞI
İBB Sözcüsü Murat Ongun, ilk başta bu kadar agresif değildi. Beceriksizlikleri örtme paniğinden midir, üç maaşla çok işe yetişmek fazla geldiğinden midir bilmiyorum. Bildiğim, milletin şikâyetlerini "troller" diye aşağılamanın iş tanımında olmadığıdır. Kar fırtınasından ötürü zorda kalan her ilçeden vatandaş şikâyetleriyle sosyal medyaya akın edince Ongun, "Böyle zamanlar trol ordularının ekmek teknesidir" deyip işin içinden çıkmaya kalktı.
"Sıcak evinde oturup trollük yapanın değil, sahada mücadele edenin yanında olma zamanı" yazdığı tweet'ini ise İsviçre'deki lüks otel odasından atarak tüm zamanların en büyük trollemelerinden birine imza atan kendisi değilmiş gibi...
Daha iki yıl önce sabahın nurunda işine gitmek için Fazilet Durağı'ndan otobüse binen vatandaşlara "Trollerin kötücül senaryosu" diyen ve sonra da yanıldığını kabul edip özür dileyen kendisi değilmiş gibi...
Türkiye'deki tüm siyasi kampanyaları kıyaslasak reklam bütçesiyle en geniş trol ağına kendisi hükmetmiyormuş gibi...
Gerçekten yazık.