Son 19 yılda, AK Parti altyapıya 1 trilyon 104 milyar Türk Lirası yatırım yaptı. Böylelikle altyapısını gelişmiş ülkeler seviyesine getirdi ve hatta yıpranmamışlık anlamında çoğunu geçti. AK Parti öncesi bölünmüş yollarlabirbirine bağlanan şehir sayısı6'ydı. AK Parti bunu 77 şehreçıkardı. 50 kilometre olan toplamtünel uzunluğunu 617 kilometreye yükseltti.Pandemi sürecinde kapanmayaniki önemli alan vardı: Ulaşımşantiyeleri ve üretim... Tam kapanmadönemlerinde bile fabrikalarını çalıştırmayısürdüren Türkiye, küresel talebearz noktasında da ön plana çıkmayıbaşardı.
Böylelikle Türkiye, hep söylenegelen jeostratejik olarak merkezde bulunma konumumuzu tedarik merkezi olarak da değerlendirme fırsatına sahip hale geldi. Bununla beraber Bakan Albayrak döneminde yapılan atılımlarla kamu borcunungayri safi yurtiçi hasılaya oranınında Avrupa Birliği ülkeleriortalamasının çok çok altında kalmasısağlandı.
Yeni keşfedilen doğalgaz ve petrol yatakları ile 97 bin 377 megavata ulaşan elektrik kurulu gücümüzü ve 50 bin 990 megavatla bu kapasiteninyüzde 52.5'ini yeşil enerjikaynaklarımızın oluşturduğunu da bu tabloya ekleyin. Eğitimli gençnüfus, çevresiyle birlikte 1 milyartüketiciye ulaşma imkânı, dünyadaen çok destinasyona uçan THYve Heathrow'u bile geride bırakmışİstanbul Havalimanı, ülkemizin ekonomik yükselişinin mihenk taşlarını oluşturacaklar. Anlayacağınız bugün "Türkiyeekonomi modeli" diye konuştuğumuzvizyonun arka planının oluşturulmasının20 yıllık bir geçmişivar. Konteyner nakliye maliyetlerindekiartışın % 300'ü geçtiği bir dünyada,küresel ticaretin aranan adreslerindenbiri olmaya başladık. Eskiden sadece"önemli bir pazar"dık; bir nevi "ithalatcenneti"ydik. Artık pazara mal üretenve satan bir "ihracat ve tedarik cenneti"olma yolundayız. İhracatta geçen aysonu itibarıyla yıllık 221 milyar dolarıyakaladığımızı veya Japon devi KagaElektronik'in baskılı devre kartıfabrikasını Güneydoğu Asya'danTürkiye'ye taşıdığı haberini görmüşsünüzdür.2022'de bu tür haberleridaha sık okuyacağımıza emin olabilirsiniz.
Şu parantezi açmama izin verin: Gezi ayaklanması öncesi MerkezBankası'nda 135 milyar dolarvardı. Dolar 1.50 civarındaydı.Elbette IMF'ye olan ve "böyle gelmiş,böyle gider" gözüyle bakılanborcumuzu da kapatmıştık.Bugün yüksek kurdan şikâyet edenTÜSİAD çevrelerinden önemli birkitle, tüm bu ekonomik göstergelererağmen Gezi ayaklanmasınınsponsorluğuna soyunmuştu. Hatta içlerindeki en enfantil, on binlerce dolarlık kıyafetleriyle elinde "Çapulcuyum çapulcu" pankartı taşıyıp sosyalist aktivist pozları bile kesmişti. O günler geride kaldı. "Ağalar"ın anlaması gerekengerçek şu: Bolca cari açık verip,her dış baskıyla faiz yükselten,reel sektörü ithalat bağımlısı yapıpüretimden kopartan, yüksek faizlerlehabire borçlanan, ihracatınithalatı karşılama oranı % 50'lerdeseyreden o yıllar geride kaldı. Nekadar çabuk adapte olursanız, siz de"kazan-kazan" denklemine dahil olabilirsiniz.Aksi takdirde, "doğa boşlukkabul etmez".
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.