Bir yanda korona için "uydurulmuş hastalık" deyip, öte yanda sosyal medyasında "koronaya karşı şifa" diyerek ilaç reklamı yapanlar...
İlk başlarda "Sağlıklı kişinin maske takmasına gerek yok" derken, "Tam kapanmaya karşı çıkan vatan hainidir" deme noktasına savrulan ekran heveslisi bir kısım "uzmanlar"...
Bir yanda aşıyı savunan herkesi "küreselci, Bill Gates'in adamı, Sorosçu" olmakla itham edenler, diğer yanda aşıya karşı çıkan herkesi FETÖ'cü olmakla suçlayıp fitneci ilan edenler...
Bir yanda aşı olanları "sürü psikolojisi"ne teslim koyunlar gibi ananlar, diğer yanda aşı karşıtlarını zekâ yoksunu ilan edenler...
Bir yanda "Aşı olmayanlardan uzak durun" çağrısı yapanlar, diğer yanda "En çok aşılılar bulaştırıyor, görüşmeyin" diyenler...
Tartışmanın geldiği noktaya baktığımda toplumun geniş kesimlerince aşının benimsendiğini görsem de bu husumet dilinin toplumsal gerginliği artırdığını görmemek de imkânsız. Acaba bu "aşırı" uçlar tam da aşı karşıtlarının bahsettiği "Küresel oyunun bir parçası olabilir mi?" diye sormamak elde değil.
Toplumun aşı olmaya müsait yaş gruplarına baktığımızda yolun yarısını aştığımızı görüyoruz. Ancak yolda ilerledikçe bu şekilde bölünmemek, birbirimizi incitmemeye dikkat etmek de toplumsal sağlığımız açısından elzem.
O yüzden siz siz olun, aşı karşıtı veya değil; toplumu karpuz gibi ikiye bölen bu aşırı uçlardan uzak durun...
***
ANADOLU YAYINCILAR DERNEĞİ'NİN TALEPLERİ
Geçen akşam Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen Anadolu Medya Ödülleri'nde, "Ailenin Adı Yok ya da Neden Feminist Değilim" kitabımızla "Yılın Kitabı" ödülünü Cumhurbaşkanımızın elinden almak nasip oldu. Ödül alan tüm gazeteci arkadaşlarımı bu vesileyle tebrik ederim.
Töreni düzenleyen ve 320 yerel medya organını temsil eden Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan'ın ulusal kanallarla aynı frekans ücretine tabi tutulmaktan çıkarılmaları ve RTÜK'ün ekonomik gelirlerine göre ödeme önerisi doğrultusunda Türksat tarafından bir düzenleme yapılması talebi oldukça makuldü.
Ayrıca telif hakları noktasında çok fazla meslek birliğinin olması, özellikle yerel radyo ve televizyonları zorda bırakıyor. Hapis cezası alan yerel radyo-televizyon çalışanı meslektaşlarımız bile varmış. Bu sebeple Kültür Bakanlığı inisiyatifinde meslek birliklerinin tek çatı altında toplanması ve radyo-televizyonların bu fona ödeme yaparak, bakanlık üzerinden telif ödemelerinin gerçekleşmesi de bir diğer talepti.
Son olarak kamu kurum ve kuruluşları ile bakanlıkların reklam dağılımı noktasında Ulaştırma Bakanlığı hariç yerel medyayı göz ardı etmesi de Sinan Bey'in yerel medyamız adına dillendirdiği bir sitemdi. Naçizane not düşmüş olalım.