Geçtiğimiz aylarda AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakcı'ya, sosyal medya hesabından "köpek" ve "yelloz" diye hitap eden bir kişi için mahkeme beraat kararı vermişti. Kadın bir hâkimin verdiğini vurgulama ihtiyacı hissettiğim bu kararda "yelloz"un argo nitelikli bir söz olduğu ve kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek boyutta olmadığı belirtilmişti. Köpek sözcüğünü hakaret kabul etmenin ise esas köpek dostlarımıza bir hakaret olacağı iddia edilmişti. Anlayacağınız adeta bize köpek denilirse, dava açmamızın yanlış olduğu ve hatta muhtemelen "Ne güzel dediniz, teşekkürler" dememizi bekleyen bir yargı kararıydı bu.
Dün de öğrendik ki TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanı Fatmanur Altun'un açtığı bir dava için benzer bir karar verilmiş. Altun'a hitaben sosyal medya hesabından şerefsizin biri, "İslam'la alakası yok bu aç köpeklerin" yazmış ve mahkeme beraat kararı vermiş. Altun'un aktardığına göre gerekçede "aç köpek" ifadesinin olgusal bir temeli olduğu, yani "deney ve gözlemle doğrulanabilecek kadar doğru" bir ifade olduğu yer almış.
Şahsen burada yer veremeyeceğim kadar aşağılık ifadeler için ben de hakaret davası açtığımda benzer sonuçlar aldığım için bu kararlar artık beni şaşırtmıyor. Ancak siyaset üzerine yorum yazan bir kadın yazar ya da siyasetle uğraşan bir kadın milletvekili ya da kız çocuklarının eğitimi üzerine emek harcayan bir kadın sivil toplumcu olarak şahsımıza, onurumuza, kadınlığımıza veya insanlığımıza hakaret edilmemesini talep etmenin, edildiği takdirde ise bırakın azıcık bedel ödenmesini, hâkimler tarafından bu kişilerin aklanmamasını beklemek hakkımız değil mi?
***
GÜVENLİK SORUŞTURMASI KARMAŞASI
Daha beş yıl önce Cumhurbaşkanı'na en yakın çalışan yaverinin bile FETÖ'cü çıktığı bir darbeyi atlattık. Cumhurbaşkanı kıl payı bir suikast atlattı ve o karanlık gecede 251 insanımızı kaybettik.
Devlet, bu sızmalardan kendini korumak için bazı önlemler aldı. MİT başta olmak üzere güvenliğimizden sorumlu kurumlara devlette görevlendirilecek kişilerle alakalı güvenlik soruşturması yapılması bu önlemlerin en önemlisiydi. Ancak maalesef geçen sene Anayasa Mahkemesi, güvenlik soruşturmasında kişisel verilere ulaşılması hükmünü "özel hayatın gizliliğine aykırı" bularak iptal etmişti.
1 Nisan gecesi ise Meclis'te oylanan "Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Teklifi", CHP-İYİ Parti-HDP oylarıyla reddedildi. Kanun en baştan reddedildiği için maddelerin oylamasına bile geçilemedi. AK Parti-MHP milletvekilleri Meclis'te çoğunluk olmasına rağmen salonda yeterince vekil bulunmadığı için muhalefet bu boşluktan faydalanmış oldu. HDP'nin güvenlik soruşturmasına neden karşı olduğunu anlamak zor değil ama İYİ Parti, bu önlemi bertaraf ederek kimlerle yan yana durduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu.
Neticede FETÖ'cülerin ve PKK sempatizanlarının kutladığı bir gece oldu ve bunu muhalefete borçluyuz.