Dünya Sağlık Örgütü’ne teslim mi olduk?
Öncelikle belirtmek lazım ki DSÖ'nün Türkiye'de 60 yıldır merkez ofisi var. Ofis açmak, o ülkeye hükmetmek anlamına gelseydi, şu anda DSÖ Almanya'dan İngiltere'ye, Çin'den Hindistan'a dünya sağlık politikasını dikte ediyor anlamına gelecekti. Ne var ki bu ülkelerin her biri Covid-19 ile kendilerine özgü mücadele yöntemleri geliştirdiler.
Almanya'da mesela açık alanda maske zorunluluğu yok, okullar vaktinde açıldı ve hayat olağan seyrinde devam ediyor. İngiltere de normalleşmeye başlamıştı ki yeni vakaların ve ölü sayılarının gidişatı tekrar beş ay önceye doğru ivme kazanınca alarm seviyesi yükseltildi, restoran-barların saat 22.00'de kapatılması kararlaştırıldı ve imkânı olan herkesten evde kalması istendi. Önlemlerin devamı da gelebilir. Öte yandan mesela İsveç. Başından beri nerdeyse hiçbir önlem almadı ama ilginç biçimde vaka sayılarında da endişe verici rakamlara ulaşmadı. Zaten İskandinav ülkelerinin genelinde, henüz bilimsel olarak tam açıklanmamış bir "covid'den diğer ülkeler kadar etkilenmeme durumu" söz konusu zaten. Anlayacağınız örnekler çoğaltılabilir. Belki covid önlemlerinden bıkmış olabilirsiniz; hatta bazı uygulamaları benim gibi aşırı da buluyor olabilirsiniz. Ancak size kötü bir haberim var: O uygulamaların hepsi, bizim uzmanlarımızdan oluşan Bilim Kurulu'ndan çıkıyor. Belki tüm meseleyi dışsal bir aktör olarak DSÖ'ye yüklemek psikolojik olarak rahatlatıcı olabilir ama gerçek bu değil.
Kaldı ki tüm dahili ve harici bedhahlara rağmen ülke ekonomisini IMF'ye teslim etmeyen Başkan Erdoğan'ın, halk sağlığını DSÖ'ye teslim edeceğine inanmak gülünç bile değildir. Yerli aşıdan sağlık cihazı üretimine, şehir hastanelerinden eşitlikçi sağlık sistemine değin her alanda sağlık politikalarında ülkeye çağ atlatan Erdoğan'ın vizyonunun birdenbire dışa bağımlı hale geldiğini iddia etmek cahillik veya kötü niyetten başka bir motivasyonla açıklanamaz.
DSÖ, Birleşmiş Milletler bünyesinde yer alan organlardan biri. ABD Başkanı Trump, ABD'nin DSÖ'ye verdiği fonu aylar önce kestiğini ilan etmişti. Geçtiğimiz pazartesi günü, BM Genel Kurulu'na hitap eden Başkan Erdoğan, BM'nin New York'taki genel merkezine ek olarak İstanbul'da da bir merkez açmayı teklif etti. Ne bileyim; lafın tamamı ahmağa anlatılır derler...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Trump müesses nizamla savaşırsa dünya kazanır (08.11.2024)
- Avrupa’ya sızan İsrail casusları (06.11.2024)
- ‘Kutsal işgal’ (05.11.2024)
- Göbeğimizi kendimiz keseceğiz (01.11.2024)
- Trump mı, Harris mi? (30.10.2024)
- Cehennem odunu (22.10.2024)
- Discord ve ebeveynler (11.10.2024)
- Ambargo böyle kaldırılır (09.10.2024)
- 7 Ekim’de başlamadı (08.10.2024)
- Esas gündem (04.10.2024)