Böylesi sadece Türkiye’de var...
"Burası Azez, Suriye. Bu afiş bir fırının camına asıldı ve yazıda '9 adet ekmek 2 Türk Lirası, sadece Türk Lirası geçerlidir' yazıyor. AKP nasıl bir düzen kurdu ki ülkenin parası bile artık kullanılmıyor? AKP daha şeffaf bir şekilde bölgede neden bulunduğunu açıklamalı!"
İlay Hanım, belki yine Esad'a toz kondurmak istemiyordur ama o düzeni kuran katliamları ile ülkeyi istikrarsızlaştıran Esad'ın kendisi... Zira Suriye Lirası artık o kadar değersizleşmiş durumda ki halk, sadece Azez'de değil, Cerablus ve Afrin'de de alışverişten taşımacılığa değin pek çok ticari işlemde Türk Lirası kullanmaya başladı.
Anlamadığım nokta, herhangi bir ülkenin milliyetçisinin, millî parasının başka ülkelerde de kullanılması karşısında sevinmesi gerekmez mi? Örneğin ben Moritanya'da, Cezayir'de veya Bosna'da Türk lirası ile alışveriş yaptığımda duyduğum sevinci dün gibi hatırlıyorum.
Bugün tüm dünya dolar eksenli bir ekonomide hayatta kalma savaşı verirken, gerçek anlamda hayatta kalma savaşı veren Suriyelilerin bizim para birimimizi kullanmasından en başta Esad'ın rahatsız olması gerekirken, İYİ Partili bir yöneticiden gelen bu tepkiye dair yorumu okurlarıma bırakıyorum.
Zira esas şimdi sanırım hiç anlayamayacağım başka bir çıkıştan bahsedeceğim. Bu sefer kahramanımız ana muhalefet partisi CHP'nin İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu. Meclis Genel Kurulu'na hitap ettiği konuşmada, "Topkapı Sarayı da müze olarak korunmalı, Ayasofya da müze olarak korunmalı, hatta Sultanahmet de müze olmalı; çünkü bunlar artık insanlığın ortak mirasıdır" buyurmuş.
Yani CHP'ye göre Ayasofya'nın müzeye çevrildiği yetmez, hızımızı alamayıp Sultanahmet Camii'ni de müze yapmalıyız. Gerçi Kaboğlu, camileri geçmişte maalesef çok farklı maksatlarla kullanmış CHP geleneğine ait olduğu için şaşırmamak lazım belki ama yine de hayret etmemek elde değil. Halktan bunca kopukluk hayra alamet değil.
Gerçi ertesi gün CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Kaboğlu'nun Sultanahmet'in bir kısmını müzeye çevirmekten bahsettiğini falan anlattı ama zihniyette değişen pek bir şey yok. Çünkü dikkatimi Özel'in açıklamasındaki başka bir ifade çekti.
Özel, AK Parti'nin Heybeliada Ruhban Okulu meselesini istismar ettiğini, pazarlık konusu yaptığını söylemiş. Bu argüman, birebir Yunan siyasetçiler tarafından kullanılıyor. Oysa ki AK Parti iktidarı, Yunanistan'ı başkentinde cami olmayan tek Avrupa Birliği üyesi ülke olmaktan vazgeçmeye çağırıyor. Türkleri ve Müslümanları asimile etmeye yönelik düşmanca tavrından vazgeçmesi için mütekabiliyet ilkesini hatırlatıyor. Ki Yunanistan'la kabili kıyas edilmeyecek bir dinî özgürlükler ülkesiyiz. Restore edilen yüzlerce kilise ve sinagog ile iade edilen milyonlarca dolarlık gayrimüslim vakıfları şahit... Diyorum ya başka ülkenin rahatsızlıklarını anlamak kolay da aynı sözleri "bizim" siyasetçilerden duymak hayal kırıklığı...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Trump müesses nizamla savaşırsa dünya kazanır (08.11.2024)
- Avrupa’ya sızan İsrail casusları (06.11.2024)
- ‘Kutsal işgal’ (05.11.2024)
- Göbeğimizi kendimiz keseceğiz (01.11.2024)
- Trump mı, Harris mi? (30.10.2024)
- Cehennem odunu (22.10.2024)
- Discord ve ebeveynler (11.10.2024)
- Ambargo böyle kaldırılır (09.10.2024)
- 7 Ekim’de başlamadı (08.10.2024)
- Esas gündem (04.10.2024)