Fatih’in gözleri üzerimizde
Geçtiğimiz sene mart ayında, Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasını öneren raporu kabul etmişti. Raporda dikkat çeken bir diğer bölüm ise Parlamento'nun, Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesine karşı olduğunu belirtmesi olmuştu.
Oylama sırasında Birleşik Sol Grup tarafından verilen bir değişiklik önergesiyle, AP'nin, "tarihi ve dini yapıt" şeklinde tanımladığı Ayasofya'nın "görüntüsünün değiştirilip camiye dönüştürülmesine karşı" olduğuna dair bir cümle de eklendi. Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri de "Ayasofya cami olursa, Türkiye Avrupa Birliği'ne giremez" demişti.
Hatırlarsanız bu karar, o dönem oldukça ses getirmiş, Türkiye'ye etkilerinin ne olacağı endişe vesilesi olmuştu. Bugünse Ayasofya'nın cami olması kararının Danıştay tarafından verilmesini bekliyoruz.
Şimdilerde Avrupa Birliği'nin güçlü ülkeleri, hem koronavirüsle hem de sokak hareketleriyle boğuşuyor. Amerika Birleşik Devletleri, tarihinin en büyük ayaklanmalarından birisiyle uğraşıyor. Öte yandan koronavirüs vakaları ise çoktan iki milyonu aştı bile. Ayrıca dört ay sonra da başkanlık seçimleri var.
Böylesi bir vasatta Türkiye'nin kendi tarihine ait sembollerin başında gelen Ayasofya ile ilgili nihai kararı alacak hukukî ve siyasî iradeye sahip oluşu ile gurur duymak gerekir. Fakat ana muhalefet vekili İbrahim Kaboğlu, Ayasofya'yı bırakın, Sultanahmet Camii'ni bile müzeye dönüştürmekten bahsediyor.
Öte yandan İYİ Parti, Ayasofya ile ilgili verdiği araştırma önergesinin AK Parti tarafından reddedilişini sanki Ayasofya'nın cami statüsüne geçmesine itiraz etmiş gibi yansıtıyor. Ayasofya ile ilgili neyi araştırıp bulamadınız da konuyu sadece algı yapmak için saptırıyorsunuz? Böyle mi olmalı? Bu kadar tarihi bir karar anının arifesinde, muhalefet gölge etmek dışında bir iş yapmıyor.
Yunan basınına malzeme olmak, "Ayasofya minarelerden kurtulacak ve Konstantinapolis hak edildiği gibi tekrar Hristiyan şehri olacak" diyen Yeni Zelandalı Müslüman katilini sevindirmek dışında yapacağınız bir iş yok mu Allah aşkına?
İstanbul, daha 21 yaşındaki Fatih tarafından, sağ kolunun tüm itirazlarına rağmen, büyük riskler alınarak, 53 gün boyunca tüm zorluklara direnerek, şehitler (ni'melceyş) vererek alındı. Ayasofya'nın aslına rücu etmesi, bizim onlara asırlık borcumuzdur. Bu sorumluluğun farkında olanlara ne mutlu...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Trump müesses nizamla savaşırsa dünya kazanır (08.11.2024)
- Avrupa’ya sızan İsrail casusları (06.11.2024)
- ‘Kutsal işgal’ (05.11.2024)
- Göbeğimizi kendimiz keseceğiz (01.11.2024)
- Trump mı, Harris mi? (30.10.2024)
- Cehennem odunu (22.10.2024)
- Discord ve ebeveynler (11.10.2024)
- Ambargo böyle kaldırılır (09.10.2024)
- 7 Ekim’de başlamadı (08.10.2024)
- Esas gündem (04.10.2024)