HİLÂL KAPLAN

Umreciler size ne etti?

Hangi etnisite, dinden, ekonomik sınıftan olursak olalım, aynı gezegeni paylaştığımızı ve kaderlerimizin de bağlantılı olduğunu hatırlatan küresel bir salgın ile imtihan oluyoruz.
Ancak birilerinin İslâm düşmanlığı, karantinadaki umrecilere bile dil uzatmalarını engellemiyor. Üstelik ülkemizde tek vakanın görülmediği 27 Şubat'tan itibaren umreye gidişler bitmişken... Üstelik Suudi Arabistan sanki İtalya veya İran gibi hastalığın yaygın olduğu bir ülke değilken... Son rakamlara baktım, Suudi Arabistan'daki toplam vaka sayısı 238.
Yılmaz Özdil, "Umre ve Güney Kore" yazısında alenen yalan söylüyor çünkü karantinaya alınan toplam umreci sayısı 3 bin değil. Ankara, Konya ve İstanbul gibi illerimizde, devletin 15 Mart'taki kararıyla karantinaya alınan umreci sayısı 6 bin 18'dir.
'Salgının yeni merkezi' olan Avrupa'dan, İtalya gibi binlerce ölünün olduğu ve Almanya gibi binlerce vakanın bulunduğu ülkelerden dönen toplam kişi sayısı ise 372 bin'dir! Yurt dışından gelip de toplam karantinaya alınan kişi sayısının 10 bin civarı olduğu düşünülürse, en büyük tedbirin umrecilere uygulandığı açıktır. O yüzden Özdil, kafayı umrecilere takacağına, çok sevdiği Avrupa'dan dönenlerin kaçta kaçı karantinada, önce onu sorgulamalıdır. Özdil, virüsün bile Avrupa'dan gelenini seviyor olabilir ama virüsün böyle bir 'ayrım yapmadığı' açıktır.
Tüm ayrımcı ve karamsar yorumlara rağmen enseyi karartmayalım. Eğer zorunlu olmadıkça sokağa çıkmalar da biterse, salgın sürecinden ülkemizi ekonomik açıdan çıkabiliriz.
İtalya, binlerce vakadan sonra okulları tatil etmeyi akıl edebilmişken, biz bir hafta sonra daha bir vaka varken kapattık.
Türkiye, virüsün gen dağılımını paylaşıldıktan sonra kendi imkânlarıyla tanı kitlerini hazırlattı. Sadece Amerika'ya 500 bin kit ihraç edildi. Şu anda herhangi bir tanı kiti sıkıntısı yaşanmıyor.
Türkiye, "Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı"nı Nisan 2019'da hazırladığı için mevcut süreçteki koordinasyon bu şekilde sağlanabildi, belirlenen maddeler tek tek uygulandı.
Özdil'in "Halk sağlığına tehdit" diye karşı çıktığı şehir hastaneleri sayesinde, sadece iki yıl içinde 13 bin 417 yeni yoğun bakım yataklı kuruluş da ülkeye kazandırılmış oldu. Toplam erişkin yoğun bakım yatağı sayımız ise 25 bin 466. Mevcut durumda Türkiye, 100 bin kişiye düşen yoğun bakım yatağı sıralamasında 40 ile Almanya (29), Fransa (13) ve İtalya (12) gibi ülkelerden kat kat önde bulunuyor.
Dini hassasiyetleri aşağılamak için hiçbir fırsatı kaçırmayanlara değil, zor günlerde millî dayanışmayı kimler artırıyor, onlara kulak verelim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.