Emin olduğum tek şey

CHP, AK Parti'nin elinden başkent Ankara, Antalya ve Adana gibi önemli büyükşehirleri bileğinin hakkıyla aldı. Ancak İstanbul'da olaylar bu netlikte gelişmedi.
İlk şüpheli durum maddi hataların çokluğu ve bu "hata"ların büyük çoğunluğunun Binali Yıldırım aleyhine oluşuydu. Ardından geçersiz oylar sayılırken, yine istatistik mantığıyla çelişen bir durum oluşmuştu. İki aday oyları kabaca %50-%50 bölüşmüşken, geçersiz oylar sayıldıkça Binali Yıldırım'ın oyu %90 artıyordu. Normalde bu oranın da %50- %50'ye yakın olması gerekirdi.
Bunun üzerine tam sayım istendiyse de CHP'nin itirazı ve YSK'nın kabul etmesiyle geri kalan %90 oy sayılamadı. Yeniden sayım olsa çıkan sonuç Yıldırım lehine olabilirdi ama artık yeniden seçimin galibinin CHP olduğunu kabul edip demokratik olgunluk göstermeliyiz.
Üzüldüğüm İstanbul gibi gözbebeği bir şehrin Binali Yıldırım vizyonuyla yönetilemeyecek olması ve Kandil ile Pensilvanya'yı sevindirecek bir sonucun hasıl olmasıdır.
Önümüzdeki süreçte CHP, iktidar olmanın ve bunu çoklu ortaklarla yürütmenin zorluğunu nasıl aşacak; AK Parti, İstanbul'da muhalefet olarak neler yapacak, onu gözlemleyeceğiz.
"Yenilgi, yenilgi büyüyen bir zafer vardır" dizesini düstur kabul eden bir hareketin, genel ve yerel seçimlerdeki %52-53 bandında aldığı galibiyetlerle yoluna devam edeceğine ve yeise kapılmayacağına eminim.