Türkiye İş Bankası, Atatürk'ün talimatıyla, İzmir 1. İktisat Kongresi'nde alınan kararlar doğrultusunda kuruluyor. Her ne kadarCumhuriyet tarihimizdeki ilk özelbanka olma hüviyetini taşısa da,devletin siyasetten ekonomiye heralana hakim olduğutek parti dönemindekurulduğuiçin aslında devletinbir parçasıolarak ihdas ediliyor. Atatürk debu yüzden vasiyetederek İş Bankasıhisselerinin birkısmının devriniTürk Dil Kurumu(TDK) ve Türk TarihKurumu'na (TTK)aktarılması şartıylaCHP'ye devredebiliyor.
Fakat CHP, bankadan sağladığı gelirleri Atatürk'ün vasiyetine uymayarakTDK ve TTK'ya aktarmadığı için bu kurumlar defalarca CHP ile davalık oluyorlar.
Yani bugün İş Bankası hisselerinindevri konusunda, "Atatürk'ünvasiyeti çiğneniyor" diye demagojiyapan CHP aslında Atatürk'ün vasiyetineaykırı olarak defalarca devletkurumlarının hakkına giriyor.
Ayrıca, dünya üzerindeki hiçbirdemokratik devlette, siyasî bir partininbankada hisse sahibi olmasıve o bankanın yönetim kurulunaüye ataması da söz konusu olamaz.
Nitekim, CHP'nin bir bankada hissesi olan tek parti olma özelliği de ilk kez gündeme gelmiyor. Siyaset tarihimiz boyunca çeşitli dönemlerde hep tartışılıyor ama nihai adım atılamıyor.
Mevcut durumda CHP, %28 hisseyle İş Bankası'nın üçüncü ortağı ve 11 yönetim kurulu üyesinden 4'ünü atama ayrıcalığı ile banka yönetiminde söz sahibi. Direkt CHP Genel Başkanı tarafındanatanan bu yönetim kurulu üyelerisadece yılda yaklaşık 1 milyonliralık kazanç elde etmiyorlar. Aynızamanda kritik kredi ve yatırım yönlendirmelerindede etkili oluyorlar.
Bunlardan en dikkat çekeni ise şu anda Almanya'da kaçak olarak yaşayan Can Dündar'a, Gezi kalkışmasındaniki hafta önce SIFIR faizle 4 milyonTürk Lirası tutarında kredi verilmesiydi. 'Sıradan' vatandaşa 1.2 milyonlira faiz yansıyacak bu kredi,nedense Dündar'a karşılıksız olarakverilebilmişti.
Anayasanın 69. maddesi ile Siyasi Partiler Kanunu'nun 67. maddesine göre, siyasi partilerin ticari faaliyet göstermesi ve ticari şirketlerle organik ilişki içinde bulunması yasaktır. Ayrıca Anayasa'nın 134. maddesinin 2. fıkrasına göre, TDK ve TTK'nın mali menfaatleri güvence altındadır ve bu maddede CHP'nin hisselerine herhangi bir gönderme ve güvence yoktur.
Atatürk'ün vasiyet ettiği tarihteki tek parti rejiminde devletin kendisi olan CHP'nin bugün devlet ile özdeş bir ilişkisi de kalmamıştır. Seçimlere giren diğer siyasi partilerden farksızdır. Öyleyse diğerleriyle eşit statüde olan bir siyasî partiye devlete ait bir görevin tevdi edilmesi anayasaya aykırı kalmaktadır.
Umarım bu haksızlık bir an önce yasal yollarla çözüme kavuşturulur ve devlete ait olması gereken kaynakların yönetimi yine devlete iade edilir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.