Haşhaşîler, 11. yüzyılda, Kuzey İran'daki Alamut Kalesi'ni merkez edinen, Hasan Sabbah liderliğinde örgütlenmiş, oldukça disiplinli bir örgüt.
Sabbah, Şiiliğin marjinal inanışlarından olan ve Hazreti Muhammed'in (s.a.v.) torunu İmam Caferu's-Sadık'ın oğlu İsmail'i "imam" kabul eden İsmailiye mezhebinin Nizarî koluna mensup. Zaten kendilerini de İsmailî-Nizarî olarak adlandırıyorlar.
Büyük Selçuklu Veziri Nizamülmülk'ün suikastle öldürülmesi dahil, terörü bir güç unsuru olarak kullanan ilk yapıların başında gelen gruba "Haşhaşi" ismini veren biziz. Sonradan Batılılar da Haçlılara yapılan suikastler sebebiyle "haşhaşi" ismini "assassin" olarak alıp, bu kelimeye de suikastçi anlamını veriyorlar.
Haşhaş-suikast bağlantısı ise, Sabbah'a her şeyiyle bağlı "fedailer" denilen grubun suikast işlemeden evvel haşhaşla uyuşturulduğuna olan inanış. Kötülüğün ve kör bağlılığınsadece uyuşturucu vesilesiylegerçekleşebileceği düşüncesi"Haşhaşî" isminin verilmesindeetkili olsa da, gerçekten öylemiydi, emin değilim. Çünkü günümüzdeyaygın olan Haşhaşi-FETÖ benzetmesinebaktığımda uyuşturucununşart olmadığınıda görebiliyorum.
Kemal Batmaz örneğine bakın mesela. Kendini bildi bileli bir FETÖ bağlısı olan Batmaz, Kaynak Holding'in de yöneticilerindendi.
Pensilvanya'da FETÖ'yü düzenli ziyaret ederdi ki bu ABD'nin verdiği belgelerde bile geçiyor. Darbeden iki gün önce ABD'den 'TSK İmamı' Adil Öksüz ile dönerkenki görüntüleri kameralara yansıdı. Ayrıca darbe gecesi, Akıncı Üssü'nde 'Hava Kuvvetleri İmamı' olarak askerlere talimat verirkenki görüntüleri de kameralara yansıdı.
Mahkemede, Adil Öksüz'ü tanımadığını, Akıncı Üssü'nün yerini bilmediğini, oraya arsa bakmaya geldiğini söyledi. Dahası, görüntüler aynagibi net olmasına rağmen, üstegörünen kişinin kendi olmadığınıiddia etti. Üstelik hayatı boyuncada Fetullah Gülen'le hiç tanışmamıştı!
Geçtiğimiz hafta ilginç bir şey oldu.
Batmaz'ın, örgüt elebaşı Gülen'e hitaben yazdığı mektup, jandarma tarafından duruşma salonunda ele geçirildi.
Mercekle okunacak kadar küçük harflerle yazılan mektup, "Muhterem efendim" diye başlıyordu. Ankara'ya gelen ABD heyeti eşliğinde, savcılar tarafından alınan ifadesinde Gülen'i nasıl savunduğunu ifade eden mektup, "Muhterem efendim, dualarınızı bekliyorum" diye bitiyordu. Ömrü FETÖ'ye hizmetle geçmişve 251 kişinin ölümününbaş sorumlularından olarakşu an müebbetle yargılananbir FETÖ'cünün hikâyesini okudunuz. Üstelik haşhaş almadanyaptıkları bunlar! O yüzden büyükölçüde gençlerimizi hedef alan, onlarıamaç aradıkları bir yaşta kendilerinebağlayan ve beyinlerini yeniden şekillendirenher tür yapıya karşı teyakkuzdaolmalıyız.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.