Mağdur edebiyatını bırak, cüsseni görelim
Bu seçimlerde de 24 Haziran tarihinin kendilerini yarış dışında tutmak için ilan edildiğini iddia etmişlerdi ki Yüksek Seçim Kurulu (YSK) oyunlarını bozdu ve sandıkta mücadele etmelerine izin verdi. Peki Meral Hanım ne yaptı? Bandı biraz başa saralım şimdi: "Biz şartlı, şurtlu, insanlarla el sıkışıp, sırf aday olabilmek için grup kurmak gibi bir abidik, gubidik işimiz olmayacak. 100 bin imza ile çıkacağız yola. Halep ordaysa arşın burda, hep birlikte göreceğiz."
Meral Akşener, bu konuşmayı yapalı sadece bir ay geçmişti ki, CHP'den 15 vekil bir açıklamayla İyi Parti'ye transfer edildi. Böylelikle 100.000 imza ile aday olacağını söyleyen Akşener, daha ilk seferinde seçmenine verdiği sözü bozmuş oldu.
CHP-İP ittifakına 'abidik gubidik' demek bize yakışmaz. Meral Hanım ne demiş diye bakayım dedim ama ne göreyim? Yine bir mağdur edebiyatı örneği ile kendisini haklı çıkarmanın peşine düşerek şöyle demiş: "İyi Parti'yi seçimlere sokmama teşebbüsü demokrasiye saldırıdır... CHP ve değerli Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun ortaya koyduğu tavır her türlü takdirin üzerindedir."
YSK, seçimlere girmelerine olanak sağlamışken bile hâlâ mağdur edebiyatı... Her fırsatı mağduriyete çevirmek sadece saçma bir seçim stratejisi değil, aynı zamanda ülkeyi yönetemeyeceğinize dair de net bir işarettir. Ağlayacaksanız oynamayalım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ABD’den yeni işgal tehdidi (27.11.2024)
- Herr İmamoğlu, die Rolltreppen funktionieren nicht (Sn. İmamoğlu, merdivenler çalışmıyor) (26.11.2024)
- Trump müesses nizamla savaşırsa dünya kazanır (08.11.2024)
- Avrupa’ya sızan İsrail casusları (06.11.2024)
- ‘Kutsal işgal’ (05.11.2024)
- Göbeğimizi kendimiz keseceğiz (01.11.2024)
- Trump mı, Harris mi? (30.10.2024)
- Cehennem odunu (22.10.2024)
- Discord ve ebeveynler (11.10.2024)
- Ambargo böyle kaldırılır (09.10.2024)