Türkiye’nin duruşu asla unutulmayacak
BAE'nin Yemen'deki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yemen'de BAE tarafından atılan her adım BAE'nin çıkarlarına aykırı. Abu Dabi Yemen'de silahlı gruplar kurdu ve bu gruplar ne Yemen'in milli ordusuna bağlı ne de meşru hükümetin emirlerini takip ediyor.
Abu Dabi, limanları ve havaalanlarını kontrol ediyor ve buraları Yemen'in meşru hükümetine teslim etmeyi reddediyor.
Abu Dabi, Yemen'deki ihtiraslarına karşı çıkan Yemenli vatandaşlara karşı her türlü işkencenin uygulandığı gizli hapishaneler kurdu. Abu Dabi, meşru cumhurbaşkanının geçici başkent Aden'e dönmesini engelliyor ve cumhurbaşkanına uygun olmayan bir biçimde muamele ediyor.
Maalesef BAE, Husilerin darbesinin ve devam eden savaşın sebep olduğu ülkedeki zayıflığı kendi amaçlarına ulaşmak için kullandı. Fakat tüm bunlara karşı Yemen muzaffer olacak çünkü kökleri sıkıca geçmişte olan bir millet, BAE ise karşılaşması muhtemel zorluklarla baş edemeyecek.
Bu, BAE'nin Müslüman Kardeşler'e ve Arap Baharı'na yönelik aşırı düşmanlığından ve Türkiye'nin bölgedeki değişim projesine destek verdiği algısından kaynaklanıyor olabilir. Bazıları BAE'nin Türkiye karşıtı duruşunu, Abu Dabi'nin Batı hegemonyasını frenlemek için İslami çabaları birleştirme eğiliminde olan Türk politikasından memnun olmamasına bağlıyor.
BAE ve onun küresel ve bölgesel müttefikleri tarafından paylaşılan dikkat çekici ilişki Arap Baharı, siyasal İslam grupları ve ABD hegemonyasından bağımsız herhangi bir proje ile mücadele etmek olmasıdır.
Türkiye'yle yakın tarihi ilişkilere sahibiz.
Bana göre Türkiye iki ana sebepten ötürü bölgede iyi bir mevcudiyete sahip:
Başarılı siyasi ve ekonomik tecrübesi ile bölgedeki meselelere, bilhassa Filistin meselesine yaklaşımı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kudüs'ün özel statüsünü koruma girişimleri kendisinin Filistinlilere verdiği desteğin yalnızca bir tezahürü.
Türkiye milyonlarca Arap mülteciye, özellikle Suriyeli mültecilere kapılarını açtı. Böylesine muazzam bir adım Suriye halkı ya da daha genelde Araplar tarafından asla unutulmayacak. Türkiye daima diktatör Beşar Esad'ın iktidarda kalmaya devam etmesine karşı çıkıyor ve bu; özgürlüğe heves eden ve özgürlüklerle haysiyeti müdafaa eden bir devlette yaşamak isteyen Suriyelilerin ekseriyetinin arzusuyla da uyumlu bir tavır. Afrin'de ya da Suriye'nin başka şehirlerinde terörle mücadele konusunda şunu söyleyebilirim.
Suriye'deki tehlike sadece Beşar Esad rejimi değil, aynı zamanda terör örgütleri.
Nihayetinde terörizm hepimizin düşmanıdır. Suriye'deki tehlike yalnızca Beşar Esad'ın rejimi değil, aynı zamanda terörist gruplardır da. Ben Beşar Esad'dan ve beraberinde Suriye'de terörist grupları destekleyenlerden hesap sorma çağrısında bulunuyorum.
'Demokrasi savaşıydı'
Türkiye demokrasi için muazzam derecede büyük bir savaş verdi ve tüm dünyada Türk halkı ve bu halkın cesareti hususunda büyük bir izlenim yarattı. Gülen şebekesi için görüşüm devlet içinde paralel oluşum kurmaya çalışan dünyadaki diğer gruplar hakkındaki görüşümden farklı değil. Politik bir grubun meşru yollarla iktidara gelmeye çalışması ile devleti yasadışı yollarla kontrol altına almaya çalışmasını ayırmalıyız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Trump müesses nizamla savaşırsa dünya kazanır (08.11.2024)
- Avrupa’ya sızan İsrail casusları (06.11.2024)
- ‘Kutsal işgal’ (05.11.2024)
- Göbeğimizi kendimiz keseceğiz (01.11.2024)
- Trump mı, Harris mi? (30.10.2024)
- Cehennem odunu (22.10.2024)
- Discord ve ebeveynler (11.10.2024)
- Ambargo böyle kaldırılır (09.10.2024)
- 7 Ekim’de başlamadı (08.10.2024)
- Esas gündem (04.10.2024)