Türkiye, defaatle sınırını ihlal eden ve egemenlik haklarıyla âdeta dalga geçen Rusya'nın savaş uçağını düşürdüğünden bu yana muhalefet partilerimizin, özellikle CHP ve HDP'nin aklı fena halde karışık. Hatta HDP lideri Demirtaş, Başbakan olsaydı asla Rus uçağını düşürmeyeceğini belirterek Putin'e açık destek bile sundu.
Kemal Kılıçdaroğlu ise yaptığı Rus destekçisi açıklamalarından dolayı, Putin'in Türkiye'ye hakaret ettiği ve intikamvari sözlerle tehdit ettiği günün gecesinde, bir Rus haber kanalındaki tartışma programında övüldü. Rusya'ya davet edilip, Kılıçdaroğlu CHP'siyle iliş- kilerin geliştirilmesi gerektiği yorumlarına sebep oldu. Bu, nerden bakarsanız bakın, hangi partiyi desteklerseniz destekleyin, utanç verici bir durumdur.
İç savaş kışkırtıcılığı yapıldı
7 Haziran'dan 1 Kasım'a kadar, Türkiye iki büyük terör saldırısıyla sarsıldı. Önce Suruç'ta DAEŞ bomba patlattı. Aynı gün PKK, ateşkesi bitirdi ve saldırıya geçti. Seçimlere gidilirken başkentimizde yine DAEŞ bomba patlattı. Bu süre zarfında DHKP-C ve MLKP'nin de irili ufaklı saldırıları oldu. Ekonomimiz daralma tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Buna mukabil ülkesine muhalif olanlar, ekonomiyi daha da daraltmaya, 'hayatı durdurma'ya çağırdılar. Aleni olarak iç savaş kışkırtıcılığı yapıldı. PKK'nın devrimci hendek savaşı yüzünden on binlerce iç göç yaşandı, siviller öldü, şehitler verildi. Bu kriz ortamında, ne yapacağına güvenilen ve hakikaten siyaset üstü bir pozisyonda milletin çıkarı doğrultusunda ülke yönetimine Erdoğan şekil verdi. Hiçbir alanda otorite boşluğu hissedilmedi. De facto bir Başkanlık sistemi uygulandı. Bu kriz ortamından sağ salim çıkma sebebimiz buydu.
1 Kasım'dan sonra artık ayakları üzerine daha emin adımlarla basan bir Türkiye vardı. Bunu tüm partilerden vatandaşlar fark etti ama muhalefet edemedi. Çok net söyleyelim: Şu anda dünya savaşının hazırlığı yapıldığı izlenimini veren bir süreçten geçiyoruz ve bekamızın söz konusu olduğu bu durumda, muhalefet hâlâ kısır iç tartışmalarla, sığ bir Erdoğan karşıtlığı ile ülkenin zamanını ve enerjisini çalıyor.
Gezici'nin anketi
Hükümete muhalif pozisyonuyla ve 1 Kasım öncesi sunduğu koalisyon senaryolarıyla bilinen Gezici Anket Şirketi'nin yaptığı araştırmanın sonucu da vatandaştaki bu farkındalığı gözler önüne seriyor. Gezici'nin, 16 il ve 26 ilçede 18 yaş ve üstü seçmen nüfusunu temsil eden, yaklaşık yarısı kadın olmak üzere toplam 1.264 katılımcı üzerinde yaptığı araştırmada, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bahsettiği başkanlık sistemini destekliyor musunuz?" sorusuna % 53.5 oranında 'evet' yanıtı ve % 40.2 oranında 'hayır' yanıtı gelmesi bunun kanıtı değilse nedir? Üstelik anket sonuçlarına göre Başkanlık sistemine, önce MHP'nin, ardından CHP seçmeninin verdiği destekte büyük artış gözlemleniyor.
Yine halkın %91.6'sına tekabül eden ezici çoğunluğu Rus savaş uçağının düşürülmesini doğru bulduğunu söylerken, sadece %8.4'ü yanlış bulduğunu söylemiş. Bu da CHP ve HDP'nin kendi seçmeninin reflekslerini bile okumaktan aciz olduğunu, Erdoğan'a muhalefet edeceğim derken tabanlarının düşüncelerine bile muhalefet edecek noktaya geldiklerini kanıtlıyor.
Muhalefetimizin salt Erdoğanfobi'den müteşekkil ayarlarına bir 'reset' atmasının ve mevcut konjonktüre göre, ülkesine muhalefet edecek duruma gelmeyecek şekilde kendine çeki düzen vermesinin vakti geldi de geçiyor bile.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.