Tarih: 21 Mart 2013. Yer: Diyarbekir, günlerden Newroz. Öcalan PKK tarihinde ilk defa net bir silah bırakma çağrısı yaptı. Öcalan "bin yıldır İslam bayrağı altında beraber yaşadığımız Türkler" diyerek, çözüm partnerlerinin "muhafazakar" Türkler, yani AK Parti ve onun temsil ettiği geniş taban olduğuna işaret etmişti.
Tarih: 25 Nisan 2013. Yer: Kandil PKK'nın yıllardır savaş yürüttüğü Kandil'den bu kez barış çağrısı gelecek. Türkiye ve dünyadan yüzlerce gazeteci Murat Karayılan'ın diyeceklerini merakla bekliyorlar.
Karayılan, 8 Mayıs 2013 tarihinden itibaren, PKK'lıların silahlarıyla beraber çekilmeye başlayacaklarını, bu sürecin aralıksız devam edeceğini, muhtemelen eylüle kadar tamamlanacağını, operasyon olduğu takdirde ise duracağını ilan ediyor.
KCK'nın sürece ilişkin üç ayaklı şemasını açıklayan Karayılan silahlı PKK'lılar sınır dışına çıktıktan sonra yeni anayasa çalışmasının başlayacağını ve ardından da silahsızlanma kısmına geçileceğini belirtiyor. Yani iki yıl önce KCK'nın birinci önceliği Türkiye'nin Kürt meselesinin de çözümüne katkı sunacak bir anayasa yapmasıydı, Erdoğan'ı başkan yaptırmamak ve AK Parti'ye her türlü kapıyı kapatmak değildi.
Bu açıklamadan üç hafta sonra Gezi kalkışması patlak verdi. Türkiye'nin 80 ilinde de makes bulan, uluslararası medyanın olağanüstü ilgi gösterdiği, 3 milyon kişinin katıldığı bir ayaklanma provasının "kendiliğinden/ spontan" olduğuna inanmayan Kandil bunun çözüm sürecine dahil 'derin' bir itiraz olduğunu anladı ve o günden bugüne sadece oyalama taktiğini uygulamakla yetindi. "Nereye kadar dayanacaklar?" deyip, 9 Eylül 2013'te çekilmeyi durdurduklarını açıkladı. Diğer uluslararası aktörlerle ilişkilerini pekiştirmeyi tercih etti.
Mevzu barış değil, silahlanmaksa, bu noktada hem Almanya'nın hem Amerika'nın büyük desteğine mazhar oldu. İran ve Esad rejiminin siyasî ve malî desteği de arkalarındaydı. Mevzu anadilde savunma hakkı, CHP'nin ağır muhalefetine rağmen 31 Ocak 2013'te yasalaştı. Akil İnsanlar Heyeti kuruldu ve barış fikrini ülkenin her yanına taşıdı. Yine CHP ve MHP'nin muhalefetine rağmen 9 Nisan 2013'te çözüm süreci komisyonu kuruldu. 11 Nisan 2013'te AK Parti'nin çıkardığı yasayla içinde şiddete çare olmadığı müddetçe 'Sayın Öcalan' demek suç kapsamından çıkarıldı. KCK davası tutukluları peyderpey serbest bırakılmaya başlandı. HDP'nin varlığını başkan yaptırmamak üzere kurduğu dönemin başbakanı Erdoğan 'Kürdistan' kelimesini Diyarbekir'de başkan Barzani'yi ağırlarken dile getirdi. Ve hapishanelerin boşaldığı, dağdakilerin indiği bir Türkiye'yi hayal ettiğini ilan etti. Eski yer isimlerinin iadesi, çözüm süreci yasası, özel okullarda anadilde eğitim, vb. başka atılan adımlar da oldu.
Devlet yüz adım gelse de Kandil sınır dışına 'bir adım' atmadı ve bugüne geldik. HDP'nin çağrısıyla 6-8 Ekim kıyımında elli vatandaşımız hayatını kaybetmişken, hükümet süreci bitirmedi. Ancak KCK, Meclis'te tarihindeki en yüksek rakam olan 80 vekile ve üçü büyükşehir olmak üzere 11'i il, 68'i ilçe, 23'ü belde olmak üzere toplam 102 belediyeyi yönetiyorken, baraj yaptığı gerekçesiyle Türkiye Cumhuriyeti'ne savaş açmayı yeğledi.
HDP baraj altı kalmadı ama barışı elbirliğiyle baraj altına gömecekler anlaşılan.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.