Altın vuruş
Ayrıca, IPSOS'un Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası araştırmasına göre, seçime HDP seçmeninin yüzde 87'si, CHP seçmeninin yüzde 79'u, AK Parti seçmeninin yüzde 73'ünün katıldığını hatırlatıp en çok firenin Ak Parti tabanından verildiğini hatırlatmıştık. Bu anlamda önümüzdeki seçimlerde benzer bir 'rehavete' düşülmemesini sağlamanın, 13 yıllık iktidara rağmen seçmeni aynı heyecan ve motivasyonla sandığa taşımanın, vesayet karşıtı mücadelenin devam ettiğini hissettirmenin Ak Parti önündeki en önemli sınav olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Şu geçtiğimiz aya bakın. DHKP-C, son on yıldaki en kanlı ve sansasyonel saldırısını gerçekleştiriyor. Bir savcıyı şehit ediyor. Ancak ana muhalefet partisi de, kendine 'ana akım' diyen medya da bu marjinal sol/ şiddet eylemini değil, hükümeti suçluyor.
PKK'lılar belinde silah, elinde mikrofon seçim propagandası yapmaya, halkı muhasara altına alarak oylarını etkilemeye kalkıyor. Halkı ve sandığı PKK'nın insafına terk etmediği için önce ordu, sonra hükümet suçlanıyor.
Paralel yapıyla ilişkileri deşifre olmuş kişileri serbest bıraktırmaya yönelik âdeta bir hukuk katliamı, bir cumartesi akşamı, damdan düşercesine işleme konuluyor. Buna izin vermeyen devlet ve yargı kurumları suçlanıyor.
Her üç hukuk dışı eylemin failleri, 'beş benzemez' olmalarına rağmen, birbirlerine sahip çıkıp, tek yürek haline geliyor. Yeri geldi mi cinayete, yeri geldi mi teröre, yeri geldi mi darbeye hep beraber sahip çıkıyorlar. Sorarım size, bu normal mi?
Bu tabloya, Avrupa Parlamentosu Başkanı'nın meclisteki muhalefet partileriyle görüşüp, onların koalisyon ihtimaline dair nabızlarını ölçmesini ve takip eden günlerde yine vesayetçi medyanın koalisyon fikrini allayıp pullamasını, CHP'nin, âdeta telkin yapılmışçasına, koalisyon şartları oluşması için esasında birinci rakibi olan HDP'ye hiç vurmamasını da ekleyin.
Tüm bunlara karşın hükümetin üzerinde ısrar ettiği tek bir ilke var: Türkiye'nin Berlin'den, Londra'dan, 'güneydeki sevilen ülke'den veya Washington yahut Pensilvanya'dan değil, sadece ve sadece Ankara'dan yönetilmesi... Mücadelenin 'millî' olmasının sebebi budur. Ak Parti, Başkanlığı ve yeni anayasayı, koalisyonun anti-tezi/ vesayet rejiminin sonu perspektifiyle halka sunarsa, meselenin esası daha net anlaşılır kanaatindeyim.
Vesayet odaklarını tekrar kalkmamak üzere yere serecek, yeni bir anayasa ve idarî sisteme Türkiye'yi taşıyacak bir 'altın vuruş' seçimi söz konusu. Tek bir kişinin daha meseleyi bu zaviyeden görmesini sağlamak elzem.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Trump müesses nizamla savaşırsa dünya kazanır (08.11.2024)
- Avrupa’ya sızan İsrail casusları (06.11.2024)
- ‘Kutsal işgal’ (05.11.2024)
- Göbeğimizi kendimiz keseceğiz (01.11.2024)
- Trump mı, Harris mi? (30.10.2024)
- Cehennem odunu (22.10.2024)
- Discord ve ebeveynler (11.10.2024)
- Ambargo böyle kaldırılır (09.10.2024)
- 7 Ekim’de başlamadı (08.10.2024)
- Esas gündem (04.10.2024)