HAŞMET BABAOĞLU

Yalan ve tüketicileri

Günümüzde yalan da bir ürün...
O nedenle tek vasfı tüketicilik olanların yalanlara kanmaması imkânsızdır.
Hele hayallerle yaşayanlar için yalan bazen bir hediye, bir bağışa dönüşüverir.
Nereye kadar?
Eski zamanlarda yaşıyor olsak...
Yalancının mumu yatsıya kadar derdim...
Sonrası karanlıktı.
Şimdi çağ değişti...
Bir yalan ötekine bağlanıyor; uzun bir yalanlar zinciriyle yıllar geçiyor.
Yalan söyleyen ile yalan dinleyen birbirine ayrılmaz bağlarla bağlanıyor.
"Bir daha söyle, bir daha" tezahüratları yalancıyı cesaretlendiriyor.
Olmaz öyle şey demeyin! Bütün varlığını seri yalanlara bağlamış siyasetçilere ve kitlelerine bakın, anlarsınız.
Ya da çevrenizdeki mitomanlara bakıp neden onları hayatınızdan çıkartamadığınızı sorgulayın, ne dediğimi anlayacaksınız...

***

"Siyasette Yalan" başlıklı çalışmasında Hannah Arendt, "yalan söyleme becerisi" ile "iş yapma yetisi ve iradesi"nin aynı kaynaktan; "hayal gücü"nden çıktığını söylüyordu, haklıydı.
Siyasi yalanlar yapılan işe ilişkin "kandırmaca"lardı; eylem, asli özelliğini yalanların arkasında saklıyordu.
Ancak bugün olay daha farklı...
Nasıl mı?
Bizim "meşhur" yerel yönetimlere bakın mesela...
Hiçbir şey yapmıyorsun...
Ama yaptığını iddia ediyorsun.
Yaptıkların yok mu?
Tek tük...
O zaman da 40'ı 90 diye anlatıyorsun kürsüden, 90'ı, 900 diye...
Rahatsın çünkü...
Niye?
Çünkü nasılsa, "ürün"ün alıcısı çok...
Nasılsa mürit, mürşidi(!) uçuruyor...

***

Dönelim gündelik hayata...
İtiraf edin, "Bana bir yalan söyle, yeter ki güzel olsun" tavrıyla gele gele berbat bir yere geldik...
Eskiden yalan söyleyen yalanından utanır, belli olmasın diye çırpınırdı ve çarçabuk belli olurdu.
Şimdi yalanlar 32 kısım tekmili birden renkli, heyecanlı...
Bayağı iş görüyor; seriye bağlıyor; yeni sezonda yeniliklerle geliyor.
O yüzden de artık yalancı kişi, hem kendine hem yalanlarına âşık...
En sıradan mitoman bile bir tür "halkla ilişkiler" uzmanı gibi görüyor kendini...
Kahredici bir çarpıklık, doğru!
Lakin şunu bilelim: "Yalan" ciddi bir tüketim değerine sahip olduğu sürece düzelemeyiz.

***


NOT DEFTERİ
Gözü daha yükseklerde bir yerde olan herkes günün birinde gözünün kararabileceğini hesaba katmalıdır. (MILAN KUNDERA / Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.