HAŞMET BABAOĞLU

‘Ben... şey... inanacağım’

"Büyük bir millet hakikatin münhasıran kendisinde bulunduğuna ve insanlık için kurtarıcı olduğuna inanmazsa, hemen o anda etnografik bir malzemeye dönüşür."
Dostoyevski'nin büyük romanı Ecinniler'in kahramanı Şatov nasıl da coşkuyla eder bu lafları...
Ve der ki:
"Tanrı'yı kendinde taşıyan biricik halk Rus halkıdır."

***

Bazıları Şatov karakterinin Fyodor Mihailoviç Dostoyevski'nin ta kendisi olduğunu söyler...
Tartışılır.
Lakin çok uzun bir süre Dostoyevski'nin de böyle düşündüğünü biliyoruz...
Ama ne oldu?
Romanın yazılışının üzerinden elli yıl sonra Şatov'un, "Tanrı'yı kendinde taşıyan biricik halkı" kalktı, devrim yaptı ve "Tanrı'sız biricik halk" olmayı seçti.
Kiliseler kapandı, din kitapları saklandı, uzak kırlardaki kolektif çiftliklerde bile "diyalektik materyalizm" dershaneleri açıldı.
Dostoyevski'nin romanlarına ve mektuplarına tekrar tekrar göz atarken ne zaman yukarıdaki gibi satırlara rastlasam, ürperirim.
Elbette biliyoruz...
Hayatın ve tarihin cilveleri çoktur...
Belki "ibret" kelimesini seçmek daha doğru...

***

Şimdi bir kez daha bakıyorum da...
Batı'yı hep Deccal olarak görmüş Dostoyevski...
Bunu her seferinde açık açık dile getirmiş.
Batı "orada"dır, insanlığın karşısında...
Rusya "burada"dır; Doğu'dur.
Ecinniler için tuttuğu not defterinde şöyle diyor: "Enok ve İlyas bizim aramızdan çıkacak ve Batı ruhunun vücut kazanmış hâli olan Deccal'i yenecek."
Ne garip!
İnsan ister istemez düşünüyor; Batı da tarih boyunca buna inanmış gibidir; durup durup Moskova'ya yürümeye kalkmasının arkasında acaba böyle "karanlık" bir neden mi vardır?

***

Hep yazıyorum ya...
Şimdiki gibi büyük çağ dönümlerinde dönüp büyük Rus yazarları okumakta fayda var.
Dünya ağır bir yüke dönüşür öyle zamanlarda...
Hatta düşman olup çıkar ya...
Tolstoy da, Dostoyevski de işte bu düşmanla mücadeleye adamışlardır kendilerini...

***

Yazımın girişindeki konuşma Ecinniler'in çok sarsıcı bir bölümüdür...
Hatırlatayım...
Şatov, "Rusya'ya inanıyorum, İsa'ya inanıyorum, onun yeniden gelişinin burada olacağına inanıyorum" diye konuşurken Stavrogin öfkeyle durdurur:
"Tanrı'ya inanıyor musun peki?
Sadece bunu öğrenmek istemiştim."
Şatov kekeler bu kez.
"Ben... şey... inanacağım."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.