HAŞMET BABAOĞLU

Bahar geldi

Eski okurlarım bilir...
Benim kişisel yılım martın ikinci haftasında başlar.
Ya bahar? Bahar ne zaman gelir?
Bana sorarsanız, onun gelişi biraz içimizle ilgilidir; hele Refik Halid'in dediği gibi "içinde sürekli İzlanda pusuyla dolaşan adamlar" için şu ayın, bu günün gelmesi yetmez.
Lakin bu kez nisan, upuzun bir kışı elinin tersiyle kenara iterek geldi.
Üstelik Ramazan'la birlikte geldi.
İşte bu çok güzel!

***

Dün önce Çengel'de, sonra Kanlıca'da baharı karşıladım; sırtımı güneşin sıcaklığına tuttum, içime yayılan ısıyı demli çayla harmanladım.
Sonra kalktım, ilk sahur için zeytin, peynir aldım.
Epeydir ilk kez etiketlere bakmadım; kafayı oraya takmak istemedim.
Bugün de yazıya oturmadan hemen önce, balkondaki soğuktan perişan çıkan birkaç saksının toprağını değiştirdim, özlemişim.
Tamamdır dedim, artık penceremi kapatan devasa ceviz ağacına; tamamdır, sıra sende...

***

Yine Refik Halid Karay'ı hatırladığıma göre...
Onun şu müthiş tespitini buraya almamak olmaz...
"Ruh baharına hiç kavuşmadan ne kadar dünya baha seyretmiş adamlar vardır. Bunların gördükleri baharlar sadece ışık ve boyadan ibarettir; bu baharda nur ve renk eksiktir. Zira hakiki renk ve nur, gönülden gelir. Boya ise rengin tortusu, ışık ise nurun posasıdır."

***

Peki içinde baharı taşımak nasıl bir şeydir?
Etraflarını saran kasvete rağmen nurlu kalmaktadır.
Şöyle şıkırtılı bir dille anlatıyor üstad...
"Onlar iklimlerin çemberini devirmiş mucize ehilleridir. Bahar onların iç bahçesidir; istedikleri zaman mermer merdivenlerinden inerler, berrak havuzlarına eğilirler, taze tarhlarında dolaşır, yumuşak gölgelerinde dinlenirler."

***

Madalyonun tersi de var elbette.
"İnsanın baharı, baharların en güzelidir. Fakat en kuvvetli kış da insanınkidir" der Refik Halid.
Çehreler bile böyledir.
"Kimisi bir kasırganın gökte hazırlanışı kadar barut renkli ve yüklüdür; ruhumun bir sığınağa erişmek için başını eğmiş, helecanlı adımlarla koştuğunu duyarım. Kimisinde nisan yağmurundan sonraki güneşli nemi bulurum, bağrında ılık ve parlak damlalar titreyen bir lale gibi gönlüm mesuttur."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.