Tuzaktı, düştü!

Putin, küreselcilerin 2018'den beri ellerini ovuşturarak beklediği çıkışı yaptı...
Tuzaktı.
Düştü, düşürüldü...
Ukrayna'nın tamamını yutsa, ne fark eder artık!
Şimdi dünyayı saracak her türden kıtlık ve yokluk da ona fatura edilecek.
Gates'in "bir sonraki" dediği pandeminin virüsü de Rusya'dan etrafa dağılırsa, yani iddia bu yönde olursa, şaşar mısınız?

***

1914 Almanya'sı da böyle bir kibirle harekete geçmişti.
Savaş yoluyla ulusal birliğini sağlamlaştırdığını ve Avrupa'nın eski sömürgeci devletlerine karşı yeni bir egemenlik coğrafyası oluşturacağını sanıyordu.
Tuzağa düştüklerini anladıklarında savaş çoktan bitmiş, yenilgileri tasdik edilmişti.
2019'da Versay Antlaşması'nda öyle ağır yaptırımlara uğradı ki Almanya, dizlerinin üzerine çökmek zorunda kaldı.
Şimdi dönüp baktığımızda daha iyi anlıyoruz...
Asıl savaş cephelerde yaşanmıyor.
Asıl savaş ekonomik yaptırımlar, ambargolar, sosyal ve siyasi cezalarla gerçekleşiyor.

***

Ama ne oldu?
Birinci Dünya Savaşı sonunda Almanya'yı ağır yaptırımlarla cezalandıranlar, Hitler'e kapı açtıklarını fark ettiklerinde artık çok geçti...
Hitler'i besleyen ABD sermayesini fark edip etmediklerine gelince...
Orası hâlâ tarihin karanlık sayfası...
Batı, düşman bellediği bir devlete karşı birlik olma konusunda iyidir.
Fakat sonrasına dair hesaplarda hep yanılır.

***

Şimdi benzer süreci Rusya üzerinden yaşayıp göreceğiz.
Acıyı yalnızca Ruslara çektireceğiz mesajı veren Anglosaksonlar herkesi aldatıyorlar.
En başta da Avrupa devletlerini aldatıyorlar.
Yok, öyle bir şey!
Yok, artık öyle bir dünya.

***

ABARTMALARA DOYAMAMAK!
Bizim medya mübalağa ve duyar kasma konusunda rakipsizdir...
Hele Washington veya Londra'dan bir işaret çakılmışsa...
Dün büyük gazetelerimizden birinde, bir köşe yazarı, "Hz. İbrahim'i yakmak için yükselen ateşi söndürmeye su taşıyan karınca gibi olmayı" öneriyordu okurlarına...
Kastettiği neydi, biliyor musunuz?
Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği'nin açtığı yardım hesabına para yatırmak...
"Haydi arkadaşlar... Gelin bugün, Hz. İbrahim'in safındaki o karınca olalım" diye bitiriyordu yazısını...
Nasıl abartmaktır bu!
Nasıl yolunu kaybetmiş bir alegoridir!
Bu medyanın okurunun, izleyicisinin işi çok zor.