Yalnızlaştırılmış insanlar, her geçen gün daha "ruhsuz", hatta "müziksiz" hale gelen popüler müzik, artık hiçbir
şey ilham etmeyen modern sanat,
ürkütücü ve soğuk mimari, pornoyla
tahrip edilmiş arzular, bol katkı maddeli
ucuz ve
"hızlı" yiyecekler, paraya
tahvil edilen belirsiz gelecek, sürekli
"sanal" dünyaya yönlendirilen
insan ilişkileri,
inancın yerine geçmeye başlayan gizemcilik... Size bir
TV dizisinden değil, gündelik toplumsal
gerçeklikten söz ediyorum.
Buradan ne çıkar?.. Hiç/lik! Elbette bir noktada
duracak bu gidiş. Umarım, global
bir felaketle değil, bir silkinişle durur.
***
Melih (Altınok) haklı: Aydın Doğan Vakfı'nın kendilerine "takdim" ettiği ödülü almak için
Uğur Şahin ve Özlem Türeci'nin ülkemize gelmeye tenezzül bile etmediklerini gözden kaçırmayalım. Ödülü ayaklarına götürmüş yani...
Ama tabii bilgin ve iş insanı çiftimiz çok çalışıyor. Laboratuvarı bırakamazlar. Birçok ana akımdan bilim insanının "hafif seyreden ve belki pandemiyi sönümlendirecek varyant" olarak değerlendirdiği Omicron için yeni bir aşı üretmeyi kafaya koydular. Milyar dolarlık anlaşmalar kapıda... Onların aşısını olunca kendini altına Mercedes çekmiş gibi hisseden hazır kitle de var nasılsa!
***
"Bağlılık Hasan" her sahnesi insanı tefekküre iten bir film. Şimdilik üzerine uzun uzadıya yazıp çizmek yerine
"Nerede gösteriliyorsa, o salonları bulun, gidip izleyin" demek istiyorum.
***
Geçen gün Kanlıca'da buluştuk
Semih'le (Kaplanoğlu) ve
"Bağlılık Hasan"ın çekim hikâyeleri üzerine uzun uzadıya sohbet ettik.
Filmdeki "Bankacı" tipini sordum ona... Uygun çekim mekânı ararken köy köy dolaşmıştı. "Bir gün bu adamı gerçek hayatta gördüm, tanıştık, oturup lafladık" diye anlattı. "Bir köy kahvesinde oturuyordum. Sonra bir anda bütün masaların boşaldığını, köylülerin birden ortadan kaybolduklarını fark ettim. Önce şaşırdım. Sonra bir baktım ki, bankacı gelmiş. Köylünün kredi borcu, şusu busu var ve hiç o bahis açılsın istemiyorlar. Bankacı da dertli bir kimlik. Nasıl yorgun ve yalnız bir ruh, görmen gerek!"
***
Sosyal medyada Türkçe sizlere ömür. Hele konu yemek veya turizm ise... Geçen gün biri, köfteci tanıtımının altına yazmış:
"Buranın lokali iyi bir köfteyi asla unutmaz!" Hay dilini eşek arısı soksun!