Neler oluyor?

Artık biliyoruz, dünyanın hızı baş döndürücü.
Dışarıdan bakanı sersemleten bir hız.
İçeride yaşayan o hızla bariyerlere bindirirse şaşmamalı...
Ve tabii şu da unutulmamalı...
Bu hız öyle bir rüzgâr oluşturuyor ki...
İmajlar ve mesajlar havada uçuşurken gerçekler gözden kaçıyor.

***

Geçen ayın ortalarında bütün dünyaya servis edilen bir fotoğrafın üzerinde yeterince durmadık gibi geliyor bana.
Katar Emiri Tamim, Suudi Veliaht Prensi Bin Selman ve BAE Güvenlik Şefi Şeyh Tahnun'un üzerlerinde şortları ve yüzlerinde devasa gülümsemeleriyle verdikleri poz hani...
Şortlar önemli...
O "relaks" hal, tatil havası ve "Hayat bize güzel" mesajı yabana atılır gibi değil...
Oysa daha birkaç yıl önce kanlı bıçaklı olmuşlardı.
Peki onlara bu "rahatlığı" veren kim, hangi güç?
Kime/neye karşı birleştiler?
Körfez'de tarihsel etkisi çok yüksek olan Birleşik Krallık'ın o fotoğrafa etkisini sormadık mesela...
Sormalıyız.

***

İmaj deyince...
Boris Johnson kadar imajı "dağınık" başka bir siyasetçi var mıdır?
Bazen işi iyice paranoyaklığa vurup şöyle düşünüyorum...
Tarak görmemiş saçları sürekli gözlerini kapatan ve kamuoyunun karşısına hep uykusunu alamamış gibi çıkan biri boşuna "sahne"ye çıkartılmamıştır herhalde...
Ve işe bakın!
Birleşik Krallık açık açık eski emperyal günlerine dönmeyi planlarken içeride büyük sıkıntılar yaşamaya başladı.
Boris Johnson'ın darmadağın imajıyla uyumlu boş market rafları, benzin kuyrukları, vd.
Sahne böyleyse, kuliste neler oluyor acaba?
Doğrudan ülkenin içinde birileri Johnson ve ekibine "Yok öyle Avrupa'dan ayrı gayrı ilerlemek!" mesajı mı veriyor?

***

Angela Merkel nerede?
Giderayak İsrail'de...
"Avrupa'nın son yıllardaki tek hakiki lideri" imajını yıllar boyu tepe tepe istismar eden Merkel, kendi siyasi tarihini hem ülkesine hem de Avrupa'ya şu mesajı vererek kapatıyor...
"İsrail'in bekası söz konusuysa Almanya tarafsız değildir." Peki, "Bunlar bir ziyaret sırasında edilmiş diplomatik laflar" deyip geçmeli mi?
Anlayacağınız...
Kulis çok hareketli...
Eski sahne yıkılacak, yenisi kuruluncaya kadar emniyet kemerlerini sıkı bağlamalı...

***

NOT DEFTERİ
Yeni Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı ülkesinin en küçük parçası üzerinde kurulmuştur. Elden çıkarılan parçalar hangi toplum yapısındaysa, elde kalan da o yapıdadır. (KEMAL TAHİR / İsmet Bozdağ- Kemal Tahir'in Sohbetleri)